Page 145 - AYA YAYINCILIK 8. Sınıf 24 Deneme Sınavı Türkçe
P. 145

8. Sınıf Türkçe                                                                          Deneme Sınavı - 21


           15.   Arapça kökenli “gabin”; aldatma, birinin ahmaklığından istifade etme anlamlarına gelen bir kelime ve aynı zamanda bir borçlar
                hukuku terimidir. Bu kelimeye 2011 tarihli 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nda “aşırı yararlanma” şeklinde Türkçe karşılık bulunmuştur.
                Gabinin oluşması için iki şart gerekir: Birincisi edimler arasında açık bir oransızlık (en az %50) bulunmalıdır (800 bin liralık evin
                400 bin liraya satılması gibi). İkincisi edimler arasındaki bu açık oransızlık, zarar görenin zor durumundan, düşüncesizliğinden
                veya deneyimsizliğinden kaynaklanmalıdır. Gabine şöyle bir örnek verebiliriz: Çok çaresizsiniz ve bir şeye çok ihtiyacınız var.
                Sizin bu durumunuzu bilen kişi ihtiyacınız olan şeyi size ederinin çok üzerinde bir fiyattan satmak istiyor. Siz de mecburen ama
                özgür iradenizle bu fiyatı kabul edip o malı alıyorsunuz. İşte bu durumda kanunen ortada “gabin (aşırı yararlanma)” var demektir.
                Buna göre aşağıdakilerden hangisi “gabin (aşırı yararlanma)” olarak değerlendirilemez?
                A)  Haşim Bey’in evi depremde zarar görüp kullanılamaz hâle gelir. Başını sokacak bir ev arayan Haşim Bey depremden önce
                   500 liraya kiralayabildiği evlerin kirasının 2.000 liraya çıktığını görür. Kira ücretlerine çok itiraz eder ancak sonuç alamaz.
                   2.000 lira vererek evlerden birini kiralar.
                B)  Hilal Hanım uçaktan inmiş, havalimanından evine dönmeye hazırlanıyordur. O dakikalarda bir terör saldırısı olur. Can kaybı
                   olmaz ancak çok büyük panik yaşanır. İnsanlar evlerine gitmek için bir anda taksilere hücum ederler. Hilal Hanım da bir taksi-
                   ye güç bela biner. Taksici taksimetrenin geçersiz olduğunu, gitmek istediği yere 500 liraya götürebileceğini söyler. Normalde
                   50 lira tutan mesafeye Hilal Hanım mecburen 500 lira öder.
                C)  Orhan Bey kredi kartı borcunu ödeyemez. Borcunu ödeyebilmek için aracını satışa çıkarır. Araç 30-35 bin lira aralığında
                   satılmaktadır. Orhan Bey de aracına 32 bin lira fiyat biçer. Satışta acil satılık olduğunu belirtir fakat neden acil olduğunu
                   ayrıntılarıyla belirtmez. Bir satıcı aracı beğenir ve araca talip olur. Pazarlık eder. Aracı 30 bin liraya alır. Orhan Bey aracının
                   daha fazla edeceğini ama zorda kaldığı için sattığını söyler.
                D)  Hakan, evde eski eşyaların konduğu bir kutuda Arapça harflerle yazılmış, çok eski görünen bir kitap bulur. Eski kitaplar alıp
                   satan bir kitapçıya satmak için götürür. Kitapçı kitabı inceler. Hakan’a kitap için kaç para istediğini sorar. Hakan daha önceden
                   kitap alıp satmamıştır. Tecrübesizliğinden 200 lira der. Kitapçı 150 lira verebileceğini söyler. Hakan da kabul eder. Kitapçı
                   ertesi gün kitabı 10 bin liradan satışa koyar. Çünkü kitabın el yazması ve az kopyası olduğunu bilmektedir.






           16.   Karpuz mevsiminin sonu idi. Yazı bitirmek üzereydik. Manavlarda artık iyi karpuz bulunmuyordu. Yaz boyunca buzdolabının kat-
                larına yayılan karpuz yok olmuş, köşelere itilen diğer yiyecekler rahata kavuşmuşlardı. Benim canım ise hâlâ karpuz istiyordu.
                Gerçek karpuz ama... Kabağa aşılanmış, genetiği değiştirilmiş, hormonla şişirilmiş veya böcek ilacı ile kirletilmiş karpuz değil. İşte
                böyle günlerde Akdeniz Köyü'nde arkadaşımla balık yemeye giderken arabalarını karpuz tarlasının kenarında park etmiş bir aile-
                ye rastladık. Baba karpuz kesiyordu. Biz de satın alabilir miydik? "Buyurun, istediğiniz kadar kesin, keyfinize bakın." dedi adam.
                Sahibini tanıyormuş. Artık tarlaya bakmıyormuş. Suları kesildiği için karpuzlar küçük kalmışlardı. Hiçbirinde karpuzun deniz kadar
                parlak yeşili yoktu. Ufak ve silik yeşildiler. Onları toprağa bağlayan uzun ince saplarındaki yapraklar sararmaktaydı. Hangilerini
                seçmeliydim? Bilemedim. Rastgele dört beş karpuz kesip arabaya taşıdım. Sahibi yüzlerce karpuzu neden tarlada bırakmıştı?
                Belki fiyatlar düşmüştü; zahmeti, eline geçecek paraya değmeyecekti. Eve dönünce karpuzlardan birini kestim. Hayatımda yedi-
                ğim tadı en harika karpuzlar bunlardı.
                Bu metnin hikâye haritası ile ilgili,

                I.   Olayın geçtiği zaman dilimi yaz mevsiminin sonlarıdır.
                II.  Akdeniz Köyü üzerindeki bir karpuz tarlası ve ev olayların geçtiği yerlerdir.
                III.  Olay, yazarın bir tarladan karpuz toplanmasına yardım etmesidir.
                IV.  Anlatıcı, yazarın kendisidir ve birinci kişili anlatım kullanılmıştır.
                yargılarından hangileri doğrudur?

                A)  I ve II.             B)  I ve III.            C)  II ve IV.             D)  I, II ve IV.

                                                               7
   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150