Page 38 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 38
Nereden Nereye
KÂ Ğ IDIN O L U Ş UM Y O LCU LU Ğ
KÂĞIDIN OLUŞUM YOLCULUĞUU
Merhaba arkadaşlar, benim adım kâğıt. Herkes beni tanır. Hep el üstünde tutulurum.
Bazen renkli bir masal kitabı olurum, bazen bilgi dolu bir ansiklopedi. Bazen mektup zarfı
olarak çıkarım karşınıza bazen bir takvim. Peki oluşum yolculuğumu biliyor musunuz? Çok
heyecan verici bir hikâyem var. Anlatayım:
Her şey bir tohumun toprağa ekilmesiyle başlar. Tohum; güneşle, suyla ve sevgiyle
büyüyüp fidan olur. Rüzgârla dans eder. Kuşlara yuva olur. Başı bulutlara değecek kadar
büyür, ağaç olur.
Onun bir hedefi vardır: Kâğıt olmak. Bir an önce kâğıt olup çocukların ellerinde do-
laşmak ister. Üstüne güzel resimler çizilsin ister. Sevgi sözcükleriyle neşelenmek ister.
Görevlilerin gelmesini sabırsızlıkla bekler. Sonra bir gün görevliler gelir. Ağaç kesilir,
kütük hâline getirilir. Kütüklerin kabukları dikkatli bir şekilde soyulur. Kabuğu soyulan kü-
tükler, küçük parçalara ayrılır.
Bu küçük parçalar bir öğütücünün içinde kimyasal maddelerle karıştırılır. Ağaçlarda,
lifleri bir arada tutan “lignin” adlı bir madde vardır. Bu işlemle bu madde çözülür. Böylece
ağaç, yumuşak bir hamur hâline gelir. Sonra hamur beyazlaştırılır.
Beyazlaştırma işleminden sonra hamur, karıştırıcıya girer. Burada hamura kâğıdın kali-
tesini artıran maddeler eklenir. Kocaman karıştırıcılar, lifleri pürüzsüz bir hâle getirir.
Sıvı hâldeki hamur, büyük kaplarda depolanır. Sonra yürüyen bir bendin üzerine dö-
külür. Hamur bu bentten kayıp gitmez. Çünkü bent sıkı bir tel örgü şeklindedir. Bu işlem
sayesinde hamurun suyu, belli bir miktarda alınmış olur. Fakat sudan tamamen arınabilmesi
için çok ama çok büyük silindirlere ihtiyaç vardır. Bu silindirler hamuru iyice sıkıştırır. So-
nunda hamur sudan arınır ve düzleşir.
Yapışkan, ağsı hâldeki hamur, sıcak silindirler arasından geçirilir ve iyice kurutulur. Ka-
lan pürüzler giderilir. Artık ortada başı sonu olmayan kocaman bir kâğıt vardır. Bu dev
kâğıtlar, sayfa hâlinde kesilir. Böylece ağaçlar, yolculuğun sonuna yaklaşır.
Şimdi en zevkli kısım başlar. Farklı farklı matbaalara dağılırlar. Boyanırlar, kesilirler,
süslenip püslenirler. Kitapçıların raflarında yerlerini alırlar.
Arkadaşlar, defterlerinizi, kitaplarınızı çevirirken kulağınıza tatlı bir hışırtı gelir. İşte, o
hışırtı rüzgârın sesidir. Biz kâğıtlar, bir zamanlar ağaç olduğumuzu unutmamak için o sesi
içimizde saklarız. Sizler de kâğıdın zor, yorucu, macerasını hiç unutmayın. Değerini bilin.
37