Page 34 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 34

Atasözü



                                      ........................................................

                          Zaman zaman içinde                  Hamamcının tası yok
                          Kalbur saman içinde                 Hamamın kubbesi yok
                          Develer top oynarken                Çarşıda bir tavşan gezer
                          Eski hamam içinde                   Boynunda tasması yok

               Vakitlerden böyle bir vakitte, dünyanın kimse bilmez bir yerinde çok güzel ve zen-
           gin bir ülke varmış. Bu ülkenin insanları bolluk içinde yaşarmış. Yokluk nedir bilmezlermiş.
           Çünkü toprakları çok verimliymiş. Yağmurları bereketliymiş. Sıkıntı çekmeyen bu insanların
           kahkahaları ülkede yankılanırmış. Bazen ülke sınırlarını da aşar, komşu ülkelere varırmış.

               Bu mutlu ülkenin mutlu insanlarından biri de Asiye Ninecikmiş. Asiye Nineciğin, Aslı
           adında bir de torunu varmış. Aslı çok güzel ve akıllı bir kızmış.
               Ninecik, torunu Aslı’nın güzel yüzüyle ve güzel huyuyla övünürmüş. Aslı da ninesinin
           akıllı oluşuyla.
               Huyu güzel, kendi güzel Aslı’yı herkes çok severmiş. Çünkü Aslı herkesin hâlini hatırını
           sorar, yardıma ihtiyacı olanlara yardım edermiş. Bir de çok sabırlıymış Aslı. Birinin kötü
           bir özelliği varsa bıkmadan usanmadan onunla ilgilenir, yaptığının yanlış olduğunu sabırla

           anlatırmış. Bu yüzden onunla arkadaşlık edenler de ona benzermiş. Kötü huyu olan huyun-
           dan vazgeçer, iyi olan daha da iyi olurmuş. Ninesi bu durumdan çok memnun kalır. “Ee
           atalarımız boşuna dememişler: (1)........................................................................................... dermiş.
               Günler aylar birbirini kovalamış. Kış gelmiş çatmış. O yıl ülkede çok soğuk ve zor bir
           kış yaşanmış. İnsanlar bu duruma alışık olmadığı için ne yapacağını bilememiş. Yakacaklarını
           idareli kullanmamışlar. Yiyeceklerini planlı tüketmemişler.

               Nihayet mart ayı gelmiş. İnsanlar, güneşi görünce rahat bir nefes almış. Ama yanılmış-
           lar. Çünkü güneş bir iki gün sonra kaybolmuş. Herkesin yakacağı bitmiş. Yakacak bulama-
           yan insanlar: “(2).........................................................................................” demişler. Ne buldularsa yakmışlar,
           ısınmaya çalışmışlar.
               Yiyecekleri tükendiği için ülkede açlık başlamış. Çünkü ülkedekiler o yıla kadar hiç yoksul-
           luk çekmedikleri için hasat zamanı en kaliteli mahsulü kendilerine ayırıp diğerlerini atarlarmış.
           “Nasıl olsa yazın yine bolluk içinde olacağız.” diyerek yiyeceklerini planlı tüketmezlermiş.

               Zor duruma düşmeyen sadece küçük Aslı ile Asiye Ninecikmiş. Çünkü Asiye Ninecik ile
           torunu, tarlalarını hasat ederken başkalarının işe yaramaz diye düşündükleri cılız tohumları
           bile saklarlarmış. İşte bu sayede yiyecekleri hiç tükenmemiş. Kendileri aç kalmadığı gibi
           komşularına da yardım etmişler. Ninecik, “Sen çok akıllısın” diyenlere:
               — Eee, sevgili komşularım, siz de bilirsiniz ki “(3)............................................................................” demiş.

               Nihayet mart ayı bitmiş, nisan ayı gelmiş. Ülke yeniden neşeli ve bereketli günlerine
           kavuşmuş. İnsanlar çok daha fazla çalışmış, elde ettikleri hasadın hepsine değer vermişler.
           Kış gelince de ellerindeki yiyeceği ve yakacağı planlı tüketmişler.


                                                        33
   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39