Page 42 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 42

Cesaret

                             KUTUP  A YISI  P İ G
                             KUTUP  AYISI  PİGİİ
               Pigi’nin canı çok sıkkındı. Yine annesiyle avdan dönüyorlardı. Bu kez de eline geçen yine
           koskoca bir başarısızlıktı. Artık annesinin onu sevmeyeceğinden korkuyordu. Buzu kırmak
           için bir türlü cesaretini toplayamıyordu. İçindeki korkuyu atamıyordu. Okyanus, kocaman
           ve ürkütücüydü. Ya elini suya sokunca köpek balığı elini ısırırsa! Annesine baktı. Onun da
           canı sıkkın görünüyordu.

               Dakikalardır hiç konuşmadan yürüyorlardı. Sessizliği bozan Pigi oldu:
               — Anneciğim, sana bir şey sorabilir miyim?
               Annesi başını yerden kaldırmadan cevap verdi:
               — Sor bakalım.
               — Küçükken köpek balığından korkar mıydın?
               — Evet korkardım.

               — Şimdi korkuyor musun?
               — Korkuyorum bebeğim. Ama bu, yapmam gereken şeylere engel olmuyor.
               — Nasıl yani?
               — Büyüyünce korkularınla yaşamayı öğreniyorsun.
               Pigi, annesinin ne demek istediğini anlamamıştı ama bir an önce büyümek istiyordu.
               Köye vardıklarında anne ayılar, meraklı bakışlarla onları karşıladı. Pigi’nin annesi, “Yine
           olmadı.” der gibi başını salladı. Mutsuz mutsuz yuvasına çekildi. Pigi dışarıda kaldı. Diğer
           yavru ayılar gibi balık tutmak istiyordu. Annesi onunla gurur duysun istiyordu. Döne döne
           yağan karlara baktı. Ağladı, ağladı, ağladı...
               Sonra birden sustu. Hızlı hızlı yürümeye başladı. Avlanma bölgesine geldi. Buzun üs-
           tünde yürürken alttaki okyanusu hayal etti. İçindeki balıkları, bitkileri... Hatta köpek balığını
           bile. Yere eğildi, kulağını buza yapıştırdı. Dinledi. Avlanmak için bir yer seçmeye çalıştı.
               Sonunda kararını verdi. Kocaman bir yuvarlak çizdi. Buzu bir vuruşta kırdı. Buz par-
           çaları her tarafa dağıldı. Pigi gözlerini kocaman açtı. Suya baktı, içerisi karanlıktı. Korku-
           yordu. Elini aşağıya indirmeye cesaret edemedi.

               Başını “Olmuyor!” der gibi salladı. “Tek başıma avlanmak için büyümeyi beklemeliyim
           galiba.” dedi. Eve dönmeye karar verdi. Koşmaya başladı. Koşarken korkuları arttı. Köpek
           balığı arkasından koşuyor sandı. Sonra birden cesaretini topladı. Döndü, baktı. Kimse yoktu.
           Kendi hâline güldü. O an annesinin sözleri aklına geldi. Korkularıyla yaşamayı öğrenmeye
           başlaması gerekiyordu. Geri döndü.
               Az önce açtığı kocaman, derin yuvarlağın yanına geldi. İçine baktı. Deneyebilirdi. Yavaş
           yavaş elimi uzatırsam bir şey olmaz diye düşündü. Elini suya soktu. Balıklara yakın olmak
           heyecan vericiydi. Çok çaba harcamasına gerek kalmadı. Kocaman bir balık eline dokundu.
           Sert bir hareketle balığı yakaladı. Onu buzun üstüne fırlattı. Bu çok eğlenceli ve kolaydı. İkinci
           kez elini daldırdı. Bu sefer köpek balığı aklına bile gelmedi. Avlanmak harika bir duyguydu.

               Pigi güneş batana kadar balık tuttu. Hava kararmaya başlayınca tuttuğu balıkların
           hepsini ağzına sıkıştırdı. Yuvasına döndü. Annesi yuvanın önünde telaşlı telaşlı dolanıyordu.
           Pigi’yi görünce ona doğru koştu. Pigi balıkları yere bıraktı. “Anneciğim, bak artık avlana-
           biliyorum.” dedi. Annesi “Büyüyorsun bebeğim.” diyerek yavrusuna sarıldı. O gece Pigi ve
           annesi neşe içinde yemeklerini yediler. Pigi huzurlu bir uykuya daldı.
                                                                       Fatma Işık (Evvel Zaman İçinde)

                                                         41
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47