Page 45 - lgs max kamp
P. 45

8. Sınıf Türkçe                                                                               Kamp Max - 2


           17.  Eski zamanlarda yoksul bir balıkçı yaşarmış. Öyle yoksulmuş ki birkaç bakır parası bile yokmuş. Bir gün sihirli bir
                balık takılmış ağlarına ve balığın karnından yüz altın çıkmış. Balıkçı sevinç içinde kulübesine dönmüş. Artık kendi-
                sinin kraldan bile zengin olduğunu düşünüyormuş ki tam bu sırada bir korku sarmış benliğini. “Madem ben kraldan
                zenginim, kral benim hazinemi ele geçirmek ister ve bunun için dayak işlerinden sorumlu adamını bana gönderir.
                O adam beni döve döve paraların yerini söyletir. En iyisi ben kendimi döveyim de yiyeceğim dayağa hazırlanayım.”
                Yoksul balıkçı böyle düşünmüş ve başlamış kendisini pataklamaya. Bu sırada kral, sevdiği bir tablo için ressama on
                bin altın ödemekle meşgulmüş. Bizim yoksul balıkçı ise öyle dövmüş ki kendisini, bütün parasını kendisini iyileştir-
                mek için gelen doktorlara harcamış.
                Bu öyküde sözü edilen balıkçı için,

                I.  Uyanıklık yapıp parasını artırmak isterken elindekinden de olmuştur.
                II.  Daha önce zenginlik görmediği için az miktar bir parayı gözünde büyütmüştür.
                III.  Kuruntularına kapılarak yanlış önlemler almış ve bundan zarar görmüştür.

                yargılarından hangileri söylenemez?
                A)  Yalnız I             B)  I ve II              C)  I ve III              D)  II ve III

           18.  Bir cümlede yargının gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi bir şarta (koşul) bağlanabilir. Örneğin “Arabada yer
                varsa ben de sizinle geleyim.” cümlesinde “ben de sizinle geleyim” yargısının gerçekleşmesi “arabada yer olması”
                şartına bağlanmıştır. Koşul-sonuç cümlelerinde şart eki -sa/-se bu örnekte olduğu gibi sıklıkla kullanılmakla beraber
                başka ek ve sözcükler de cümleye koşul anlamı katabilir.
                Buna göre,

                (I)  İzmir  yolunda  ilerliyorduk.  (II)  Köylüler  askerlerimizin  girişini  seyrediyorlar,  onlara  kırık  testilerle  su  taşıyorlar,
                yürekten minnetlerini anlatmak ihtiyacıyla çırpınıyorlardı. (III) Evleri yanmış ve dünyada sırtlarındaki donlarından ve
                gömleklerinden başka bir şeyleri kalmamış insanların ikram etmek arzusunu görseydi yüreksiz Neron bile kör olun-
                caya kadar gözyaşı dökebilirdi. (IV) Tam yanlarına vardığımız sırada, bir nakliye konvoyu geçmemize engel oldu.
                metninde numaralanmış cümlelerin hangisinde yargının gerçekleşmesi bir şarta bağlanmıştır?

                A)  I                  B)  II                     C)  III                   D)  IV

           19.  Sıfat-fiiller tıpkı diğer sıfatlar gibi isimleri niteleme gö-  20.  İnsanlar yağlı boya tablo gibidirler. Belli bir mesafe-
                revi üstlenir. Nasıl ki niteleme sıfatının nitelediği isim   den onlara bakarsanız sizi güzellikleriyle büyülerler.
                düşebiliyorsa sıfat-fiilin nitelediği isim de düşebilir.  Fakat güzelliği daha iyi görmek için yaklaştıkça ku-
                                                                       surlar belli olur. Kendi kendinize “Hileli bir resim bu.”
                Buna  göre,  aşağıdakilerin  hangisinde  sıfat-fiilin
                nitelediği isim düşmüştür?                             dersiniz. Uzaklaşırsınız, yine aynı güzelliği görürsü-
                                                                       nüz. İnsan ilişkilerinde bu genel kuralı hiç unutmayın.
                A)  Odasından koşar adım çıkınca günlüğünü kilitle-
                   meyi unuttu.                                        Bu  parçada  vurgulanmak  istenen  asıl  düşünce
                                                                       aşağıdakilerden hangisidir?
                B)  Öylesine  yıktın  ki  bütün  inandıklarımı,  kendimi
                   boşlukta hissettim.                                 A)  Bir insanın iç dünyasını bilmek, dahası oraya gi-
                C)  Sararmış  çiçeklerin  hüznüyle  dolu  kalbi  sonba-   rebilmek çok güçtür.
                   harı artık sevmiyordu.                              B)  İnsanları güzel görmek istiyorsanız onlarla aranı-
                D)  Gidecek bir yeri yoktu, sonunda bunu o da kabul       za mesafe koymalısınız.
                   etmişti ama söyleyemiyordu.                         C)  Ancak çok iyi dostlar birbirlerini kusurlarıyla kabul
                                                                          etme erdemine sahiptir.
                                                                       D)  İnsanlardan  uzaklaşmak  da  onlara  çok  yaklaş-
                                                                          mak da ilişkiler için kötüdür.

                                                      Kampın   45   Maksimumu
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50