Page 149 - 8. sinif Turkce
P. 149
8 SINIF Test - 15
3. - - - - Kahvenin kabaca yontulmuş kapısı sert bir tekmeyle ardına kadar açıldı. İçeriye, elinde buruşturulmuş bir
kâğıt tutan Zeynel’den önce, tozla toprakla birlikte, dışarıda denizi kudurtan lodos girdi. Zeynel önce kapıda bir an
ikirciklendi, sonra ağır, temkinli, eşikte durup yolu kesti, bakışlarını İhsan’a doğru çevirdi, ateşten kelimelerini üst
üste sıralamaya başladı. Kahvedekiler bir an öylece dondular kaldılar.
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilirse hikâyenin bütün unsurları belirgin hâle getirilmiş
olur?
A) Zeynel, aklına koyduğunu mutlaka yapacaktı.
B) Akşamın alacası mahalleyi esir almak üzereydi.
C) Her zamanki ahalisi kahveyi hıncahınç doldurmuştu.
D) Daha kahveye varmadan içerinin ağır kokusunu duyumsamaya başladı.
4. Mazlum, kırma değil safkan bir Kangal’dı. Namı çevre karakollara yayılmıştı. Öyle ki bazı zamanlar yakın karakol-
lardan bir kanun kaçağı takibi için onu istemeye gelen komutanlar bile oluyordu. Fakat Mazlum, bakıcısı Onbaşı
Selman’a öyle bağlanmıştı ki o olmadan değil araziye çıkmak, karakolun bahçesinden bile ayrılmazdı. Mazlum’un
birçok askerin canını kurtarmışlığı vardı. Hele hele kışın araziye çıkıldığında Mazlum’u yanlarına almak, askerlerin
kurtlara karşı kendilerini bir nevi sigortalaması anlamına geliyordu.
Bu parçada hikâyenin hangi ögesi ön plana çıkarılmıştır?
A) Yer B) Zaman C) Olay D) Kişi ve varlık kadrosu
5. Aşağıdaki metinlerin hangisinde zaman unsuru belirgin değildir?
A) Bir bey, hamama gitmek istedi. Sahur vaktinde kölesini uyandırdı. “Kalk Sungur! Peştemalı, havluyu, hamam
tasını al da hamama gidelim.” dedi. Köle kalkıp lüzumlu eşyaları aldı, beraberce yola koyuldular.
B) On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanya’nın kalabalık bir şehrinde herkes tarafından tanınan fakat hiç de
sevilmeyen bir kadın vardı. Her fırsatta insanları tenkit etmekten, onların canını sıkmaktan zevk duyardı.
C) Ayşe ve Bekir adlarında yeni evli bir karı koca kendi hâllerinde yaşayıp gidiyorlardı. Hâlleri vakitleri yerindeydi
ama daha da fazlasını istiyorlardı. Bazen Hasan amcanın tarlasına sahip olmayı, bazen Burhan amcanın de-
ğirmenini elde etmeyi içlerinden geçiriyorlardı.
D) Bir yoksul, bir mescitte konaklamıştı. Açtı, susuzdu. Karanlık bastıktan sonra arkasından bir tıkırtı duydu. Ken-
di kendine “Kalk.” dedi. “Gelen galiba iyi bir kişi. Beni burada görürse yardım eder.” Böylece yüzünü kapıya
dönüp beklemeye başladı.
Türkçenin 148 Maksimumu