Page 39 - 3. Sınıf Okuduğunu Anlama
P. 39

O sırada dışarıdan gelen bir ses duydu. Birisi, “Kâmil amca! Kâmil amca!”

            diye bağırıyordu. Cama doğru eğilip baktı, hava alacakaranlık olduğundan
            sesin sahibini göremiyordu. Çok geçmedi. Bu sefer kapı çaldı. Adamcağız

            titreyen bacaklarını sürükleyerek kapıya doğru gitti. Kapının tokmağını

            yavaşça çeviriverdi. Bu gelen, bir sokak aşağıda oturan Tahir’di. Elinde
            koca bir tabak zeytinyağlı sarma ile kapıda duruyordu. “Anam dolma yap-

            mış Kâmil Bey amcacığum, sana da getireyim dedum da!” diyerek davet

            beklemeden içeriye dalıverdi. Kâmil amca gülerek kapıyı kapattı. “Geldi

            bizim deli oğlan.” diyerek söylendi. Tahir henüz on beş yaşlarında, tek ha-

            yali bir zamanlar ünü civarı saran Kâmil amcası gibi denizci olmak isteyen,
            genç bir delikanlıydı. Yattığı odanın duvarlarını bile bulduğu gemi resim-

            leriyle süslemişti. Bir an önce büyüyüp uzak denizlere gitmek istiyordu.

            Anası, “Uşağum, elin memleketinde ne işin vardur, ha burada bir dükkân
            açalım da otur başında.” dese de onun gözü engin mavilikten başka bir şey

            görmüyordu.

                Kâmil amcası dolmaları yerken Tahir onun gözlerinin içine bakıyor-

            du. Tek istediği onun eski deniz maceralarından birini daha dinlemekti.

            Bunu bilen yaşlı adam da onu fazla üzmeden aklına birden gelmiş gibi

            yapıp komik bir anısını anlatmaya başlamıştı. Tahir, hikâyeyi kendinden
            geçerek dinledi. Saat epey geç olmuştu. “Ben cideyum artık.” diyerek

            kalkıp kapıya yöneldi. Kapının kapanmasıyla birlikte yine yalnız kalmıştı

            işte.

                Hayatı boyunca nice ülkeler görmüştü. Nice dostlar edinmişti. O da

            zamanında  bir  aile  kurmuş,  daha  sonra  da  onların  bir  bir  bu  dünyadan

            göçüşüne tanık olmuştu. Ona göre; o deniz kazasından sonra ardı ardına
            gelen uğursuzluklar, onun böyle yalnız yaşlanmasına neden olmuştu. Aile-

            sini, gençliğini ve güzel anılarını düşünerek uykuya hazırlandı. “Hey gidi

            koca Kâmil, bir yastık, bir kafa, kaldık işte baş başa.” deyip gülümseyerek
            uykuya dalıp gitti.


                                                     “Yelkenler Fora” adlı öyküden alınmıştır.

                                                     Düzenleyen: Şükran UZUN


                                                          2
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44