Page 72 - 8. SINIF PARAGRAF SORU BANK
P. 72
TEST
01 PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ
4. Hukuk kitabı deyince aklımıza ne gelir? Sanırım klasik imaj, küçük ve zor okunan bir yazı fontu ile yazılmış, oldukça sıkıcı
görünen, kalın bir kitap olur. Bu imajdaki hukuk eğitimi de o kitaplarda yazanları hatmetmeye dayanan bir şey olsa gerek.
Hukukun adalet dağıtma ve üretmeye dair iddiasının, belki de kitabın dipnotlarından birinde kaybolup gittiği, usule yönelik
detaylar, sonu gelmeyen mevzuat, madde ve fıkralar ile dolu, “eski dil” ile yazılmış, içeri girmesi çok zor ve eğer içeri
“düşülmüş” ise de, çıkmanın mümkün olmadığı Kafkaesk bir yığın. Nitekim bizzat Kafka da “Hukuk kitabı okumak talaş
yemeğe benzer.”der arkadaşına yazdığı bir mektupta.
Bu parçada hukuk kitaplarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?
A) İçerik olarak karmaşık olduğu ve esas konuların içinde kaybolduğu bir biçime sahip olduğu
B) Yazıların iç içe olduğu ve anlaşılması zor olan sözcüklerin kullanıldığı
C) Dipnotların fazlalığı, okuyanlar için sıkıcılığa neden olduğu
D) Gerekli bilgilerden daha çok gereksiz bilgilere yer verdiği
5. Çok güzel, dokunaklı ve romantik, değil mi? Belki kitapların özgürleştirici yanına bir methiye, belki hikâyelerin iyileştirici
güçlerinin bir alegorisi… Belki de kapanmakta olan bir çağın -basılı kitap çağının- selamlanışı… Muhtemelen hepsi. Uçan
ve konuşan kitaplarının arasında boğulmayan, mutlu mesut Morris Lessmore gibi bizler de okunacak kitaplar, izlenecek
filmler, öğrenilecek hikâyeler arasında yaşarız; en azından kimilerimiz… Ama bu kadar okunacak şeyin arasında sık sık
kaybolmuş hissederiz kendimizi. Yepyeni bir şey değil bu. Bolluğun ifrat sınırlarını aşmadığı eski zamanlarda da bütün
kitapları okuyamaz, bütün filmleri seyredemezdiniz ama fısıltı gazetesi diye bir şey vardı, hâlâ var. Eskiden de zordu
kitap seçmek. Şimdi daha zor çünkü gürül gürül dev bir okyanus var etrafımızda artık, fısıltıları işitmeyi engelleyen.
İlgilendiğiniz, sevebileceğiniz kitapları bu dev kitap okyanusunun içinden seçip bulmak kolay iş değil.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günümüzde sinema, dizi ve kitap sayısında takip edilemeyecek kadar çok artış olduğu
B) Çok fazla yayımlanan eser olmasına karşın bunların kalitesini iyi derecede olmadığı
C) Gereğinden fazla eser yayımlanmasının, bunların seçimi konusunda okurların zorlandığı
D) Yaşantılar değişip zorlaştıkça edebiyat ve sanat dünyasındaki eserlerin sayısının da arttığı
6. Sözüne güvenilerek kendisine başvurulan bilim insanı, gazete okuyucusunu, televizyon seyircisini kendisi gibi kullanılan
sağlık terimlerinin ne demek olduğunu biliyor sanıyor. Bu durum karşısında bir defa da olsa, pik yaptı yerine yani zirve
yaptı, doruk noktasına ulaştı demek olan… demiyor, okuyucuyu seyirciyi düşünüp de belirti yani semptom demeye çalış-
mıyor. Söze başlayan bilim insanı, muhakkak ki yararlı açıklamalar yapıyor ama karşısındaki kimselerin aynı meslekten
insanlar olmadığını dikkate almıyor veya terimlerin Türkçe karşılıklarını kullanarak açıklamada bulunmayı basit buluyor;
bilimsellikten uzaklaşma sayıyor. Dilin yabancı kökenli kelime ve terimlerle kirlenmesi onları rahatsız etmiyor. Seksen üç
milyonun kaçı alınmaya çalışılan “palyatif önlemler” sözünde geçen “palyatif” kelimesinin anlamını bilir diye düşünülmüyor.
Bu parçada bilim insanlarıyla ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türkçe sözcükleri kullanma yerine yabancı sözcükleri tercih ettikleri
B) Dil bilincine sahip olmadıkları için Türkçeye zarar verdikleri
C) Halkın anlamını bilmediği sözcükleri kullanarak anlaşılmazlığa neden oldukları
D) Bir durumu anlatmak için kullanacakları sözcüklerde yeterli titizliği gösteremedikleri
72
EKSPERT YAYINLARI 8. SINIF PARAGRAF