Page 96 - ATA YAYINCILIK 8. sinif Turkce soru dunyasi
P. 96

TÜRKÇE
              Test

                             Atasözleri ve                       TÜRKÇE                  2

                               Deyimler                                                      Test



            4.   “Sükût, ikrardan gelir.” atasözünün anlamı aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sezdirilmiştir?

                A) Çocukları için çok uğraştı, yine de yaranamadı. Eğitimleriyle yakından ilgilendi; özel öğretmenler, etüt merkezleri, ki-
                   taplar... Olmadı. “Meslek öğrensinler bari.” deyip dostlarının yanında işe koydu, her seferinde kaytardılar. Borç harç
                   bir giyim mağazası açtı, batırdılar. Doluya koydu almadı, boşa koydu dolmadı. Şimdi ise acınacak bir hâlde. Çocukla-
                   rı mı? Onlar hâlâ adam olmayı başarmış değiller.
                B) Milyon kez “Yeter artık, değişeceğim!” dediysem de değişemedim. Her yıkımdan kendimce bir ders çıkardım fakat
                   bunların gereklerini yerine getiremedim. Pişman mıyım? Evet! Hem de pişmanlığın kitabını yazacak kadar... Akıllan-
                   dım mı? Hayır! Hem de kanmanın ve aldatılmanın destanını yazacak kadar.
                C) Yaptığım son teklifi kabul ettiğini söylemese de itiraz da etmedi. Sustu. Öyle bir sustu ki taştan ses geldi de ondan
                   ses gelmedi. Ağzından bir sözcük de olsa almaya çalıştım ama o, sustukça sustu. Arkadaşım “Razı olmadı herhâlde.”
                   dedi. “Yok.” dedim. “Bu tür susmalar ‘kabul’ anlamı taşır.”
                D) Dereden tepeden konuşuyordu da bir türlü asıl konuya giremiyordu. Artık heyecandan mıdır yoksa başka bir neden-
                   den midir bilmiyorum ama lafı ağzında eveleyip gevelemekten başka yaptığı bir şey yoktu. Bunu bile bile yapıyordu
                   belki de.











            5.   I.   Kendi derdimiz başımızdan aşkın, bir de başkasının derdi ile uğraşacak vaktimiz yok.
                II.  Handan'ı küçük düşürdüğünü, asıl suçun da bu olduğunu kabul etmişti.
                III. Kaç kez yakındım ona, yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum.
                IV. Kadıncağız beni bu hâlde görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı.

                Numaralanmış cümlelerin hangisinde “şaşırmak, donakalmak” anlamında bir deyim kullanılmıştır?
                A) I                  B) II                  C) III                D) IV














            6.   Yılların esintisi cazibesinden bir şey çalamamıştı, cami yıkılsa da mihrap yerinde idi.

                Altı çizili deyimin cümleye kattığı anlam aşağıdaki metinlerin hangisinde vardır?
                A) Yıllar saçlarına kar yağdırmış olsa da albenisi hâlâ aynı idi. Yüzünde çizgiler çoğalmış, göz altlarında morluklar daha
                   da belirginleşmişti fakat güzelliğinin cazibesi gençliğindeki gibiydi; taze ve etkileyici...
                B) Neşeli olduğunu mimiklerinden ve hareketlerinden anlardınız. Dudaklarına yayılan tatlı gülümseme bakışlarına vu-
                   rurdu. Mutlu olduğunu sevimli bir yanaktan aldığı makastan da anlardınız.

                C) Affetmek kolay; asıl zor olanı, sürekli affetmek. Kalbini kırar, hoşgörü ile karşılarsın; bir daha kırar, yine bağışlarsın
                   fakat aynı kişi defalarca yüreğini parçalamaya devam eder ya, affetmek zor gelir artık.
                D)  İnsanın yüzü, içinin aynasıdır; içte ne varsa yüze o vurur. Güler yüz ve iyi niyet temiz kalpte bulunur, kötü kalpte ise
                   fena ve azgınlık yatar. Birinin içini bilmek istiyorsanız yüzünü dikkatle incelemeniz yeterli.
            Yeni Nesil Soru Dünyası                       96
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101