Page 64 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Etkinlik Çalışma Yaprakları Türkçe
P. 64

Hikâye Edici ve Bilgilendirici Metinler
           Adı Soyadı: ..........................................

           Aşağıda bilgilendirici ve hikâye edici metinler karışık olarak verilmiştir. Metinleri
           dikkatlice okuyarak örneklerdeki gibi isimlendirelim.

           Ata binip yoluna devam etti ve kısa süre          Ağrı’da gerçekleştirilen arkeoloji araştır-
           sonra da gencin sözünü ettiği nehre ulaş-         maları sırasında 2600 yıl önce yapıldığı
           tı. Bu; öylesine güzel, öylesine sakin akan,      belirlenen  bir  zar  bulundu.  Urartular
           suyu öylesine tertemiz bir ırmaktı ki yolcu       döneminden kalma bir kalede bulunan bu
           ona yapılan tüm uyarıları unutarak eğilip         zarın altı yüzü var ve zar pişmiş toprak-

           ırmaktan  avuç  avuç  içti.  Ne  olduysa  o       tan yapılmış. Zarın yüzeyindeki rakamlar
           zaman oldu ve sessiz sedasız akan nehir           tıpkı günümüzde kullanılan zarlarda oldu-
           çağlamaya başladı.                                ğu gibi noktalarla belirtilmiş.



                      Hikâye Edici Metin                                 Bilgilendirici Metin


           Ham petrol koyu renkli, yoğun ve yapışkan         Tırtılların çoğu karada yaşar, yapraklarla
           bir sıvı. Üstelik çok kötü kokuyor ve zararlı     beslenir ve günün birinde bir güveye ya

           gazlar yayıyor. Denize dökülen ham petrol,        da kelebeğe dönüşür. Su altında yaşayan
           suyla karışmadığı için denizin yüzeyinde bir      tırtıl türleri de vardır. Ama yaşamlarının
           tabaka oluşturuyor. Kuşlar, yiyecek bulmak        bir  bölümünü  su  altında  bir  bölümünü
           için  suya  daldıklarında  ya  da  dinlenmek      karada  geçiren  tırtıllar  olduğu  daha

           için  üzerine  konduklarında  tüylerine  petrol   önce bilinmiyordu.
           bulaşıyor.







           Merhaba,  benim  adım  Bora.  Üç  yıldır          Günlerden  bir  gün  gözü  pek  bir  gencin
           basketbol  oynuyorum.  Haftada  iki  gün          yolu uzak diyarlardaki bir şehre düşmüştü.
           antrenmana gidiyorum. Böylece top sür-            Değişik bir şehirdi bu. Evlerde, lokantalarda

           meyi, pas atmayı öğreniyorum. Elbette bir         hatta sokaklarda hep aynı şey dikkati çeki-
           de şut atmayı! Şimdilik, daha çok iki sayı-       yordu: Herkes kara bir kutunun karşısında,
           lık şut atabiliyorum. En çok da turnikeye         gözlerini ona sabitlemiş hâlde miskin miskin
           çıkarak sayı yapıyorum. Bu nedenle arka-          oturuyordu. Herkes bu kara kutudan yan-
           daşlarım bana “Turnike” lakabını taktı.           sıyan görüntülere bakmaktan başka bir şey

                                                             yapmıyordu.








                                                                                               63
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69