Page 170 - 8. sinif Turkce
P. 170

8     SINIF                                                                         Test - 20



           8.   Güvenlik adı altında sürekli gözetleniyoruz, sürekli denetim altındayız desek kulağa korkunç geliyor değil mi? Üs-
                telik kendi ellerimizle en sıradan alışverişlerimizde veya internet kullanımında sosyal medyada kişisel bilgilerimizi
                tanımadığımız kişi ve kurumlarla paylaşıyoruz farkına bile varmadan.

                Bu metin aşağıda açıklaması verilen anlatım biçimlerinden hangisine örnektir?

                A)  Herhangi bir konu hakkında bilgi verilir, bir şeyler öğretmek amacına yöneliktir. Yazar, sanatlı söyleyişlerden ve
                   öznellikten kaçınır.
                B)  Bir yerin veya varlığın özellikleri, bu özelliklerin yazarda uyandırdığı izlenimler, okurun gözünde canlanacak
                   şekilde anlatılır.
                C)  Bir yaşam kesiti, belli bir olaya bağlı olarak anlatılır. Amaç; okuru olayların içinde yaşatmak, kahramanlarla ve
                   olayla özdeşleştirmektir.
                D)  Yazar bir konu ile ilgili kişisel görüşünü belirterek okuyucunun o konu hakkındaki fikrini etkilemeye çalışır. Kar-
                   şılıklı konuşma havası vardır.






















           9.   Modern öykü ve romanlarda anlatma tekniğinde okuyucu ile eser arasına anlatıcı girer. Okuyucu hemen her şeyi
                anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir. Okuyucunun dikkati, anlatıcı üzerinde yoğunlaşır. Kişi tanıtımı, olay anlatımı,
                geriye dönüş ve iç çözümleme gibi anlatım teknikleri kullanılır. Bunlardan iç çözümleme tekniğinde anlatıcı, kahra-
                manın zihninden geçenleri okuyucuyla paylaşır.
                Buna göre, aşağıdaki metinlerin hangisinde iç çözümleme tekniği kullanılmıştır?

                A)  Hele bir tanesi vardı, bir tanesi. Çocukları bu işe seferber eden de oydu. Ökseleri cumartesi gecesinden hazır-
                   layan da... Konstantin isminde bir herifti. Galata’da bir yazıhanesi vardı. Zahire tüccarıydı. Kalın, tüylü bilekleri,
                   geniş göğsü, delikleri kapanıp açılan üstü kara kara benekli bir burnu, deriyi yırtmış da fırlamış gibi saçları, kısa
                   kısa bir yürümesi, kalın kalın bir gülmesi...
                B)  Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince müdürün odası gözüne ilişti. Şakir Bey’i bir kere görmek fena
                   olmaz diye aklından geçirdi. Kocası hakkında ondan bilgi alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi tereddüt
                   ederek.
                C)  Babasını hatırladı. Trene yolcu ederken babasının “Aman oğlum, yüzümü kara çıkarma! Babanın oğlu oldu-
                   ğunu göster şu millete, hele de muhtara! Benim oğlumsan sırtın yere gelmez. İstanbul gurbeti çetindir. Var git,
                   sağlıcakla!” sözleri döküldü dilinden. Gözleri doluverdi Ahmet’in.

                D)  Meral sol ayağını silkeledi.  Ayakkabısı sıkıyordu.  Çıkardı onu, ötekini de. Sokakta tek başına ve ayakkabısız
                   yürümek zorundaydı. Yalnız yürümeyi pek sevdiği de söylenemezdi. Hep birileriyle eğlenmiş, gülmüş, ağlamış
                   ve etrafını sağlam kalelerle çevirmişti.


 Türkçenin  Maksimumu                     Türkçenin    169     Maksimumu
   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175