Page 125 - 7. Sınıf Türkçe Max
P. 125
7 SINIF Test - 9
7. “Çaldım kapılarını açmadılar. Vardım yanlarına yerlerinden kalkıp yüzüme bakmadılar. Nerede bir eski dostum var-
sa dostluğu gittiği, eskidiği kaldı. Anladım ki dosttan yana tüm hakkımı tüketmişim.” diyen bir yazarın aşağıdaki
duygulardan hangisi içinde olduğu söylenemez?
A) Umutsuz B) Karamsar C) Kızgın D) Kırgın
8. Tek başına konu bir romanı “edebiyat olayı” yapmaz. Teknik kusursuzluk da bir romanı tek başına büyük yapmaya
yetmez. Bir şey eksik kalır. Deyiş ve duyuş birlikteliği iyi edebiyatı, romanı doğurur. Tek başına deyişin geometri-
sine indirgenmiş bir edebiyat soğuk ve anlamsızdır. Bunun yanında büyük romanda çatışma olmalı. Yazıldığı dilin
imkânlarını sonuna kadar kullanmalı roman yazarı. Hayat, hikâyelerden yapılma bir şeydir. Bu nedenle bir romanı
anlatmanın en güzel yolu onu hikâyelerine ayırarak anlatmaktır.
Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak yazılmıştır?
A) “Büyük roman” yazmanın gerekleri sizce nelerdir?
B) İyi romanla sıradan romanı ayırt eden ölçüt nedir?
C) Edebiyatta konu mu anlatış mı öne alınmalıdır?
D) Edebiyatımızda büyük roman olmayışını neye bağlıyorsunuz?
9. Daha küçüktüm. Henüz sekiz, dokuz yaşında vardım. Ana yavrusu. Ah! Anamı pek severim. Benim hem babam
hem de en büyük velinimetimdir. Onun el dikişi dikerek beni beslediğini bilirim. Ben afacan. Zavallı kadın, hayatını
istila eden yokluk sıkıntısı arasında komşulardan da azar işitir. Benim için onu azarlarlar. Ya birinin çocuğunun canı-
nı yakarım ya top oynarken bir evin camını kırarım. Mektepten verdikleri ödevi son dakikaya bırakırım. Karnem de
tabii olarak kırıklarla dolu olur.
Bu metnin yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Hâli vakti yerinde bir hayat geçirmiştir.
B) Yetişmesinde babasının büyük bir emeği olmuştur.
C) Çocukluğunda haylaz bir yapıya sahiptir.
D) Başarılı bir okul hayatı vardır.
10. Yolda hastalık hiçbir felaketle kıyaslanamayacak bir beladır. Gerçi o, ihtiyarlıkla yoksulluğun iç içe geçmiş hâli kadar
çaresiz ve şifasız değildir. Fakat tifo, menenjit gibi büyüklerini bir yana bırakıyorum; han odasında geçirilen basit
bir grip, teşkilatsız bir trende yolcuyu birdenbire yakalayan bir sancı hatta sıkı bir yürüyüş esnasında ayaktaki nasır
bile ihtiyarlık ve fukaralıktan kat kat eziyetlidir. Hele şairin yana yakıla bahsettiği hasret ve ayrılık, bunların yanında
çocuk oyuncağı gibi kalır.
Bu metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Yolda geçirilen hastalık zordur ancak tedavi edildiği takdirde yolculuğa engel değildir.
B) En zor atlatılan hastalıklar yolculuklarda geçen hastalıklardır çünkü kişi, dinlenme fırsatı bulamaz.
C) Ayrılık, fiziksel hastalığa göre daha çekilebilir bir acıdır ve tedavisine gerek yoktur.
D) Yolda geçirilen hastalıklar, diğer zamanda geçilen hastalıklara göre daha sıkıntılıdır.
Türkçenin Maksimumu Türkçenin 125 Maksimumu