Page 54 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 54
Kendine Güven
YAVRU FİL NAZLIL NAZLI
Y A VRU F İ
Sıcak bir yaz sabahı güneş erkenden doğdu. Papağan kafesinden uçtu. Maymun ilk
yaramazlığını yaptı. Aslan kükredi. Zürafa kahvaltısına uzandı. Çılgınlar Sirk’i, yeni bir güne
merhaba dedi.
Burada herkes birbirini tanırdı. Onlar kocaman bir aileydi. Bu ailenin üyeleri çok ye-
tenekliydi. Ziyaretçilerin hayran bakışları altında birbirinden güzel gösteriler yaparlardı.
Alkışlar başladığında kibarca selam verirlerdi.
Gösterilere çıkmayan sadece Nazlı’ydı. Yavru fil Nazlı, sirkin en sevimli üyelerinden bi-
riydi. Uzun kulakları, küçücük kuyruğu vardı. Kocaman, bal rengindeki gözleri ışıl ışıldı. Sağlıklı
ve güçlüydü. İstese çok güzel gösteriler yapabilirdi. Ama o, ortalıkta görünmek istemezdi.
Annesinin geniş, güvenli kucağında uyumayı tercih ederdi. Etrafta kimseciklerin olmadığı za-
manlarda dolaşmaya çıkardı. Bunun için de genellikle sabahın erken saatlerini seçerdi.
Bugün de öyle yaptı. Güneşin ilk ışıklarıyla gözlerini açtı. Annesi mışıl mışıl uyuyordu. Yu-
vasından çıktı. Kimseyi uyandırmadan gösteri çadırına doğru yürüdü. Minik kalbi heyecandan
duracaktı. Çadırın kapısını araladı. İçeri girdi. Akşamki gösterinin alkışları hâlâ kulağındaydı.
Etrafı incelemeye başladı. Arkadaşı maymunun bisikletle geçtiği ipe baktı. Bu incecik
ipte yürümek zor olsa gerekti. Sonra başını yukarı kaldırdı. Gözü tavandan sarkan halat-
lara takıldı. Bu halatlardan tırmanan sincapları hayal etti.
Sonra tramboline doğru yürüdü. Yavru köpeklerin zıpladığı tramboline korkarak do-
kundu. Kendisi de bir yavruydu. Ama kocaman bir yavru. Neden bu kadar iri olduğunu
düşündü. Görüntüsünden hiç memnun değildi. Bu yüzden kendine güvenmiyordu. Yere otur-
du. Ağlamaya başladı.
O sırada bir ses duydu. Bu arkadaşı sincaptı.
— Nazlı, Nazlı! Neredesin?
Nazlı gözyaşlarını sildi. Dışarı çıktı.
— Buradayım, dedi neşeli görünmeye çalışarak.
— Haydi, saklambaç oynayalım.
— Ben oynamak istemiyorum.
— Neden?
Nazlı saklambaç oynamayı sevmiyordu. Çünkü kocaman vücuduyla nereye saklansa
görünüyordu.
— Nedeni yok. Canım istemiyor. Siz oynayın.
Nazlı yavaş yavaş oradan uzaklaşmaya başladı. Tam köşeyi dönecekken kim bilir ne
kadar eğleniyorlardır, diye düşündü. Arkasına baktı. Hiç de eğleniyormuş gibi görünmü-
yorlardı. Telaşlı telaşlı bir o yana bir bu yana koşturuyorlardı. Ne olduğunu anlamaya
çalıştı. Ama anlayamadı.
Koşarak yanlarına gitti. “Neler oluyor?” diye sordu. Maymun nefes nefese anlatmaya
başladı: “Saklambaç oynuyorduk. Sincap gösteri çadırına girdi. Çadırdaki trambolin dev-
rildi. Altında kaldı. Onu kurtaramıyoruz.”
53