Page 24 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Oku Anla Pekiştir
P. 24
OKUMA ANLAMA - YAZMA
Aşağıdaki öykünün önce bütününü okuyalım, sonra tamamlayalım.
ELİF’İN SIRRI
Okula yeni gelen kız biraz tuhaftı galiba. Neden derseniz tam anlatamam ama tu-
haftı işte. Arkadaşlarıma durumu açtığımda, ”Taktın sen Elif’e“ dediler. Kimse inanmadı
bana. Ben eminim, karanlık bir yönü var kızın. Bu yüzden gözüm hep üzerinde.
Bir gün fark ettim ki Elif her öğle arası ortadan kayboluyor. Biz öğle yemeğini
yiyip sınıfa dönünce çıkageliyor. Kimseye bir şey söylemedim. Elif’in sırrını bir bulayım,
arkadaşlarıma haklı olduğumu ispat edeceğim.
Ertesi gün herkes yemeğe inince Elif’i gizlice takip etmeye başladım. Elif hızlıca
merdivenleri iniyor, ikide bir arkasına bakınıyordu. ...................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................
Elif’in öğle arası nereye gittiğini artık öğrenmiştim. Hâlâ sırrını çözememiştim ama.
Bu kız kalorifer dairesine, okul görevlisi Hamdi amcanın yanına niye gidiyordu acaba.
Onu da öğrenecektim.
Hafta sonu tatilini bu düşünceler içinde geçirdim. Onlarca tuhaf senaryo canlan-
dırdım gözümde. Haklıydım. Hiç normal sayılacak bir durum değildi bu. Kararlıydım.
Pazartesi günü onu yine gizlice takip edecektim. Bir bahaneyle ben de girecektim
yanlarına.
Nihayet öğle tatili oldu. Ben yine Elif’in peşine düştüm. ...............................................................
.......................................................................................................................................................................................................
.......................................................................................................................................................................................................
Öğrendim gerçeği. Hemen özür diledim. İnanın, hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyo-
rum. Bir daha kimsenin işine burnumu sokmayacağıma söz verdim kendime. Kimseye bir
şey söylemedim. Kendimi affettirmek için ertesi gün öğle yemeği için sınıftan çıkarken
Elif’in yanına gittim. “Sana tost ısmarlayabilir miyim?” dedim. Kimse duymasın diye kısık
sesle hızlı hızlı ekledim. “Özür dilemenin başka bir şekli diye düşün bu daveti! Hem ben
gidip haber de vereceğim babana. Hamdi amca da izin verecektir zaten!”
Elif en iyi arkadaşım artık. O, bana hem başkalarının işine karışmamayı hem de öğle
yemeği param her gün cebime koyulduğu için ne kadar şanslı olduğumu hatırlatıyor.
Hülya DAĞ
23