Page 86 - 8. SINIF PARAGRAF SORU BANK
P. 86
TEST
08 PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ
4. Cumhuriyetin ilk yıllarında Avrupa’ya gönderilen sanatçıların kazanımları kuramsal bilgi, teknik ve gözlemler ile sınırlıydı.
Batı’nın öğretileriyle dolu herhangi bir sanatsal akım, başka nasıl içselleştirilebilirdi ki? İsmail Hakkı Baltacıoğlu’na göre
din, dil ve sanat; toplumun geleneğini oluşturan üç kurumdur. Öteki kurumlar zamanın koşullarına göre değiştiği hâlde
inanç yönüyle değişmeyen bir yan vardır ki bu onun geleneksel yanıdır. Ona göre gelenek, estetik bir gerçekti. Sanatın
kökleri gelenekte olduğu için gerçek sanatçı, moda olan hareketlerin üstünde milli geleneğin devam eden yanını ortaya
çıkarandı. Bilindiği gibi o dönem sanatçılarının büyük kısmı yine milli değerleri konu edinirken kompozisyonları Anado-
lu’nun gerçekliğinden oluşmaktadır.
Bu parçada gerçek sanatçıların hangi özelliği vurgulanmaktadır?
A) Evrensel değerleri, toplumun gelenekleriyle birleştirmesi
B) Farklı milletlerin düşüncelerinden etkilenmeden özgün eserler ortaya koyması
C) Yapıtlarının, içinde yaşadığı toplumun özelliklerini yansıtması
D) Sanatının, toplumu yönlendirebilecek özellikte olması
5. Dili deforme etmek “İkinci Yeni”nin en önemli özelliklerinden biridir. Ondan önceki şiire baktığımızda, örneğin Orhan
Velilerde ondan evvel “Yedi Meşaleciler”de dil, bir kavramlar meselesidir. Şairler bu kavramları kullanırlar. “İkinci Yeni”nin
büyüklüğü, doğrudan doğruya yeni bir dil getirmiş olmasındandır. Dikkat ederseniz Ece Ayhan’da, Cemal Süreya’da,
Turgut Uyar’da, Edip Cansever’de başka bir dilin yaşadığını görürsünüz. Kendinden öncekilerin diliyle hiç ilişkisi yoktur.
Çünkü her şair, kendi dilini getirir. Asıl önemli olan da budur. Ben bir şairi, kullandığı dilden anlıyorum. Hepimiz Türkçe
yazıyoruz ama büyük şair, orada sadece kendisine ait bir ses buluyor.
Bu parçada, şairlerin yapıtlarında kullandığı dilin hangi özelliğe sahip olmasının gerekliliği vurgulanmıştır?
A) Özgün bir yapıya sahip olması
B) Yaşadığı dönemde anlaşılabilir olması
C) Türk dilinin değerleriyle çelişmemesi
D) Başkalarını örnek alabilecek nitelikte olması
6. Dili kullanmada, bilim ve sanat dallarında söz sahibi olan bazı kesimlerin tutumu oldukça katıdır. Yazısında dominant
kelimesine yer verir. Bizde beliren kanaat, onun yabancı veya Türkçe kelime seçiminde bir kaygısı olmadığı yönündedir.
Dominant karşılığı Türkçede baskın, başat sözleriyle ilgili bir tartışmanın bulunduğu; dominant yerine başat kelimesinden
çok baskın teriminin yapı olarak daha uygun bir karşılık olduğu konusu onu ilgilendirmez; kontaminant sözünde ısrar
eder. Türkçe bulaşkan, bulaşma terimlerini ilkel bulur; kontaminant, kontaminasyon ve türevlerini dillerinden düşürmez.
Prematüre karşılığı önerilmiş olan erkendoğan terimini bir bilim terimi saymaz ve eserinde kullanmaya yanaşmaz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türkçe sözcüklerin kullanımı konusunda insanların bilinçsiz davrandıkları
B) Bilim alanında kullanılan bazı terimlerin Türkçe karşılıklarının olmadığı
C) Bazı bilim ve sanat insanlarının Türkçe sözcüklerin kullanımıyla ilgili hassasiyetlerinin olmadığı
D) Türkçe sözcüklerin ifade etikleri anlamların zaman içerinde değiştiği
86
EKSPERT YAYINLARI 8. SINIF PARAGRAF