Page 116 - 8. SINIF PARAGRAF SORU BANK
P. 116
TEST
08 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
4. Vücudumuzda bizimle beraber yaşayan ve çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük, yararlı ya da zararlı sayısız
mikroorganizma vardır. Bunlardan bazıları yaşamımızı kolaylaştırır. Bazıları da bağışıklık sistemimiz zayıf düştüğünde
hastalanmamıza neden olur. Hastalığa yol açan mikroskopik etkenler aslında iki çeşittir: virüsler ve hastalık yapan
bakteriler. Antibiyotikler yalnızca bakterilere karşı etkilidir, virüslere etkisizdir. Bunun nedeni, virüslerin yalnızca hücre
içinde üremeleri, buna bağlı olarak da antibiyotiklerin hücre içinde etkili olamamasıdır. Hastalığa neden olan bir etkenin
bakteri mi, yoksa virüs mü olduğuna yalnızca birtakım özel testler yapılarak karar verilebilir. Hastalık yapan organizmalar
bakterilerse antibiyotik kullanılabilir, virüslerse kullanılmaz. Antibiyotiklerin keşfedildiği ilk yıllarda vücuda hiçbir zararla-
rının olmadığı düşünülüyordu. Fakat daha sonra yapılan çalışmalar bu yararlı maddelerin hem yan etkilerinin hem de
tehlikelerinin olduğunu ortaya koydu.
Bu metinden antibiyotiklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) İnsan hücresinin içerisinde iyileştirici özelliği etkili değildir.
B) İnsan vücuduna zararlı etkileri bulunan ilaçlardır.
C) Vücudumuza giren her türlü bakteri ve virüse karşı etkilidir.
D) Bulundukları ilk dönemde haklarında yanlış bilgiler mevcuttu.
5. Günümüzde kentlerde yaşayanlar, özellikle de büyükşehir sakinleri, kent içi ulaşımları için otobüs ya da dolmuştan yarar-
lanıyor. Ülkemizde son yıllarda büyük kentlerde hizmete giren metroları saymazsak yıllardır kent içi ulaşımının yükünü
dolmuşlar taşıyor. Ne var ki dolmuşlar otobüslerden biraz daha farklıdır. Dolmuşlar Türkiye’de işlemeye başladıkları
ilk günden beri halk tarafından daha çok beğenildiği gibi, kentin kültürel yaşamında da kendine özgü bir yere sahip
olmuştur. Dolmuş kültürü, dolmuş müziği, dolmuş edebiyatı denen şeyler bile gündelik yaşamımızda karşımıza çıkmıyor
mu? 1900’lerin başında, İstanbul’da Boğaz’ın iki yakasını bağlayan köprüler olmadığı için ulaşım denizden teknelerle
sağlanırdı. 1800’lerin sonunda kurulan Şirket-i Hayriye kuruluşuna bağlı vapurlar Boğaz’da sefer yaparken daha küçük
tekneler de “dolmuş” seferleri yaparak hizmet verirdi. Sonraları karada giden ve bu amaca hizmet eden araçlara da aynı
ad verilmiştir.
Bu metinde dolmuşlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Büyük kentlerde kullanımının yaygın olduğuna
B) Halk tarafından daha çok beğenildiğine
C) Toplumun kültürel gelişiminde önemli bir yeri olduğuna
D) İlk olarak İstanbul’da deniz ulaşımında kullanıldıklarına
6. Kutup bölgeleri ve yüksek dağlara, diğer yerlere oranla daha çok kar yağar. Kutuplarda ve dağlarda hava sıcaklığı da
düşük olduğundan yağan karlar bu bölgelerde birikir. Her şey kar tanecikleri dediğimiz kar kristallerinin düşmesiyle başlar.
Minik kolcukları olan kar kristalleri düşerken sert rüzgârlarla karşılaşırlarsa kolcukları kırılır ya da törpülenir. Eğer rüzgâr
yoksa ya da kolcuklara zarar vermemişse bu kez de toprak bu işi yapar. Toprağın sıcaklığı, kar kristalinin sıcaklığından
daha yüksek olduğundan kristaller toprağa düşünce kolcukları erir. Böylece bilye gibi yuvarlaklaşan kar tanecikleri, üst
üste bindikçe donar ve sıkılaşır. Sıkılaştıkça aralarındaki hava kabarcıklarının da büyük kısmını atan tanecikler, uzun
yıllar boyunca bu şekilde birike birike buzulları oluşturur. Ancak, her yerde buzul yoktur. Buzul oluşumu için çok düşük
sıcaklıklar ve uzun yıllar gerekir. Örneğin, Antarktika’da bulunan 100 m derinliğindeki buzul ortalama -50°C’de ve binlerce
yılda oluşmuştur.
Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Dünya üzerinde hangi bölgelere daha çok kar yağdığına
B) Buzulların oluşumunda kar tanelerinin etkisine
C) Buzulların hangi iklim ortamlarında oluşabileceğine
D) Kar tanelerinin şekil özelliklerine ve oluşumuna
116
EKSPERT YAYINLARI 8. SINIF PARAGRAF