Page 135 - AYA YAYINCILIK 8. Sınıf 24 Deneme Sınavı Türkçe
P. 135

8. Sınıf Türkçe                                                                          Deneme Sınavı - 20


           14.   Bana öyle geliyor ki halk şiirinde gerçek bir sanat kaygısı olmadığı için, gerçek bir sanat araması olmadığı için halk şiirini seviyor-
                lar. Kolay kolay güzellikler ortaya koymak hülyasıyla seviyorlar. Kendilerini bırakacaklar, sözlerine bir çekidüzen vermeye özen-
                meyecekler, kendiliklerinden çok güzel eserler ortaya koyacaklar. Halk şiirini sevmiyorlar, ondaki kolaylığı seviyorlar; kendilerini
                düşüncenin sıkısı altına koymaktan kurtardığı için seviyorlar onu. Şairlerimiz, düşünürlerimiz, ortaya çıkarmanın, sevinç içinde
                olsa dahi bilinçle yani şuurla güçlüğe katlanmayı buyurduğunu anladıkları gün, halk şiirine bağlanmaktan kurtulacaklar.
                Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olabilir?

                A)  Şairler, düşüncenin sıkısı altına girmekten kaçınmaktalar mıdır?
                B)  Halk şiirine bağlanmak, şairlerin yazma işlevini kolaylaştırmakta mıdır?
                C)  Halk şiirini seven şairler gerçek bir sanat arayışındalar mıdır?
                D)  Şairler halk şiirini ve ortaya çıkan ürünleri neden bu kadar seviyorlar?















           15.   Aşağıda bazı psikolojik rahatsızlıkların açıklamaları verilmiştir.
                Panik Bozukluk
                Yineleyen bir şekilde beklenmedik bir durumda; çarpıntı, kalbin küt küt atması, terleme, titreme, sarsılma, soluk daralması, gö-
                ğüste sıkışma, ateş basması, ölüm korkusu gibi hâllerin gözlemlenmesidir. Tedavisi için psikodinamik terapi geliştirilmiştir. Panik
                kontrol tedavisinde, maruz bırakma ve bilişsel terapiler etkili olmaktadır.
                Ayrılma Kaygısı Bozukluğu
                Kişinin bağlandığı insanlardan ayrılmasıyla ilgili gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı korku ve kaygı duymasıdır. Kişiler, bağlan-
                dığı bireyleri yitireceği korkusuyla yaşar, bu kişilerin başına kötü olaylar geleceğiyle alakalı sürekli ve aşırı tasalanırlar. Ayrılma
                korkusundan dolayı işe, okula ya da başka bir yere gitmeyi aşırı bir biçimde reddederler.
                Yaygın Kaygı Bozukluğu
                Kişilerde birtakım olaylarla veya etkinliklerle alakalı (okul, iş) aşırı bir kuruntu vardır. Kişi dinginleşemez, odaklanmakta güçlük
                yaşayabilir, kolay kızar, uykusuzluk çeker ve sürekli gergindir. Tedavisinde bilişsel ve davranışsal yöntemler bir arada kullanılmak-
                tadır. Gevşeme egzersizleri de yardımcı olmaktadır.
                Takıntı Bozukluğu
                Takıntılı kişilerde, esnekliği azaltan, açık yüreklilikten uzaklaştıran, verimliliği azaltan düzenli ve eksiksiz olmayla aşırı bir biçimde
                uğraşma görülür. Yapılacak işte kimseye güvenmez ve bütün işi üstlenmektedirler. Ayrıntıcı, iş odaklı, mükemmeliyetçi, doğrucu-
                durlar. Bu takıntılara bağlı olarak kişinin yapmak zorunda hissettiği yineleyici davranışlar ise zorlantı olarak adlandırılmaktadır.
                Buna göre, aşağıdakilerden hangisi verilen açıklamalardan herhangi biriyle ilişkilendirilemez?

                A)  Selin, şehir dışında üniversite kazanmıştı ancak ailesinden ayrı kalmak istemediği için gitmeye kesinlikle yanaşmıyordu.
                B)  Ayşe’nin elleri gireceği sınav öncesi aşırı terlemişti ve kalbi yerinden çıkacak gibi hızlı hızlı çarpmaktaydı.
                C)  Tuğba, zaman zaman olağanüstü neşeli veya sinirli bir ruh hâli içerisine giriyor, duygularını kontrol edemiyordu.
                D)  Mehmet her şeye kolay sinirlenen bir yapıya sahipti; sürekli kaygı yaşıyor, tasalanıyordu ve hep gergindi.





                                                               5
   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140