Page 44 - Afacan Bağımsız Okuma
P. 44
Okuyalım, soruları metne göre cevaplayalım.
GEZMEYİ SEVEN AĞAÇ
Bir varmış, bir yokmuş. Yemye-
şil bir bahçede yaşayan bir ağaç
varmış.
Yaz mevsiminin bitiminde bir
gün, tatlı bir sonbahar rüzgârı es-
miş. Gezmeyi seven ağacın çev-
resinde dans edip durmuş. Ağacı
güldürmeye çalışmış. Ama boşuna! “Ne-
den böyle üzgünsün?” diye sormuş rüzgâr ağaca...
“Nasıl üzülmeyeyim ki?” demiş ağaç. “Dünya-
daki bütün canlılar yürüyor, koşuyor, yüzüyor ya
da uçuyor. Ya ben? Burada toprağa çakılıp kalmışım. Oysa dün-
yayı gezip dolaşmak, yeni şeyler öğrenmek isterdim.”
“Üzülme.” demiş rüzgâr. “Bir çaresini buluruz elbet. Yaprakla-
rından birini bana ver.”
Rüzgâr ağacın yapraklarını almış, uçurmuş. Evlerin içine, de-
renin suyuna, arabaların sileceklerine bırakmış.
Sevinç içindeymiş ağaç. Her yaprak geze dolana, uça savrula
başka yere gidiyormuş.
Sonunda ağacın hiç yaprağı kalmamış. Gezmeyi seven ağaç
bir sonraki sonbaharda yapraklarını nereye göndereceğinin haya-
lini şimdiden kurmaya başlamış.
Aytül Akal
44 45