Page 61 - ATA YAYINCILIK 7. Sınıf 20 Deneme Türkçe
P. 61

7. Sınıf Türkçe                                                              Deneme Sınavı - 8


            7.   Beyşehir’in  en  mühim  ve  lüzumlu  adamı  muhakkak  ki  boyacı Arap  Hayri  idi.  Berberin  kapısının  kenarında
                 küçük sandığına ayaklarını, çamur sıvalı duvara sırtını dayayarak uyuklarken onun bu ehemmiyetinin farkına
                 varılmazdı. Diz boyu toz içinde yüzen bu kasabada herkes kundura boyatmanın saçmalığını biliyor ve böyle
                 bir lüksü bayramlara saklıyordu. Hatta bunun için Hayri yalnız Beyşehir’i değil, dört beş saatlik mesafedeki
                 Seydişehir ile Akseki’yi de her hafta idare ediyordu. Konya’dan bir kamyon gelince hemen şoförün yanına gider,
                 onun makine yağı içindeki postallarını temizleyip boyar ve makine Seydişehir’e doğru kalkıp giderken kutusuyla
                 beraber çamurluğa yapışırdı.
                 Bu parçadaki olay, yer, zaman ve kişiler aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?

                                    Olay                     Yer         Zaman             Kişiler
                 A)   Arap Hayri’nin ilçenin tek boyacısı olması   Beyşehir  Belirsiz  Arap Hayri
                      ve ilçeler arasında gidip gelmesi
                 B)   Şoförün Konya yolculuğu sırasında yaşa-  Seydişehir  Bir bayram günü  Arap Hayri ve berber
                      dıkları ve Arap Hayri ile münasebetleri
                 C)   Bayram  ziyaretlerinin  vazgeçilmezleri  ile   Akseki  Sabah saatleri  Şoför, berber, Arap Hayri
                      birlikte Arap Hayri’nin mahalle maceraları
                 D)   Arap Hayri’nin boya kutusuyla etrafta koş-  Kasaba  Akşam saatleri  Belirsiz
                      turması









            8.   Yayıncılık ülkemizde büyük bir endüstri oldu. Bü-  9.   Bir dilde ne kadar kelime varsa o milletin dünya
                 yük yayınevleri fabrika gibi işliyor. Bir fabrikanın   görüşü o kelimelerle sınırlıdır. İnsanoğlu bildiği ve
                 eleştirmene ihtiyacı var mıdır? Fabrikadan çıkan   dikkat ettiği varlıklara, duygu ve düşüncelere ad
                 bir eşya satılmak için eleştirmenlerin onu övmesi-  koyar; bilmediklerinin o dilde adları da yoktur. Dil-
                 ni mi bekleyecek? Böyle bir şey beklenmez. Yayı-  ler, sade yapıları bakımından değil, kelime kadro-
                 nevleri de bu yolu tutuyor. Yani çıkardıkları nitelik-  ları bakımından da birbirlerinden ayrılırlar ve bu
                 siz malı reklam sayesinde, ilan gücüyle satmaya   ayrılık kültür ve medeniyet farkını gösterir.
                 çalışıyorlar. Böylece birçok nitelikli yapıt bunların      Bu parçada anlatılan duruma aşağıdakilerden
                 gölgesinde kalıyor.
                                                                  hangisi örnek verilebilir?
                 Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakı-      A)  Arapçada  devenin  renk  farklarını  anlatan
                 nılmaktadır?
                                                                     yüze yakın kelime varken Türkçede yalnızca
                 A)  Yayınevlerindeki eleştirmenlerin belirli bir yet-  “devetüyü” şeklinde bir renk adının olması
                    kinliği yakalayamamasından                    B)  Türkçede  kelimelerin  ekler  aracılığıyla  yeni
                 B)  Maddi  sıkıntı  içindeki  yayınevlerinin  daha   şekil ve anlam kazanmasına rağmen kelime
                    ucuz olan niteliksiz eserlere yönelmesinden      köklerinde bir değişiklik olmaması
                 C)  Başarılı yazarların sayısındaki azalmanın ba-  C)  Türk dilinin Çuvaşça ve Yakutça olmak üzere
                    şarısız yapıtları ön plana çıkarmasından         iki lehçesi varken İngiliz dilinin beş lehçesinin
                 D)  Eleştirmenlerden yararlanmayan yayınevleri-     olması
                    nin başarısız yapıtları ön plana çıkarmaların-  D)  Türkçede  yabancı  dillerden  pek  çok  kelime
                    dan                                              alınmasına rağmen sayıların ve temel maden
                                                                     isimlerinin Türkçe kökenli olması


                                                          4
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66