Page 76 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 76
Çevresini Önemseme
S ARDU NY A M AHA LLE S
SARDUNYA MAHALLESİİ
Kerem ile Eymen küçük bir mahallede kapı komşusuydu. Oyun için gündüzler yetmezdi
bu iki arkadaşa. Akşam olunca sokak lambasının altında oyuna kaldıkları yerden devam
ederlerdi. Küçük bir balıkçı kasabasında yaşıyorlardı. En büyük hayalleri, bir gün baş başa
balığa çıkabilmekti.
Sardunya Mahallesi’ne adını veren sarı sardunyalar, güneş batarken daha da bir
güzeldi. Evlerin önünde küçük cumbalarda oturan kadınların gözleri, ellerindeki kanaviçe
kasnaklarındaki renkler gibi parlaktı. Mutlu insanlardı bu mahallede yaşayanlar. Tek dü-
şünceleri geçim derdiydi. Çocukların okulu, beylerin titizliği, azıcık moda, biraz diyet ve
bolca pasta börek tarifi olurdu onların sohbet konuları.
Mahalle arası futbolun tadı akşam olurken bir başka olurdu. Son atışlar, son dakika-
lar... Kerem bu heyecanla topa hızla vurdu. Akşam yemeği telaşına düşmeden iki cümle
daha konuşma derdinde olan kadınların keyfini kaçırdı bu son atış. Çünkü top, gele gele
mahallenin en nazlısı ve en süslüsü Ayşe Hanım’ın başına geldi.
Eymen, arkadaşından önce atıldı. Ayşe Hanım’ın önünde nazikçe eğilip selam verdi. Bu
hareketi bir filmde görmüştü. Eğilirken “Arkadaşım adına özür dilerim Ayşe Hanım teyze.”
dedi. Bütün teyzeler, Eymen’in bu jestine karşılık gülümsedi. Ayşe Hanım, saçlarının bo-
zulmuş olmasından endişelense de bu sevimli çocuğun tatlılığına dayanamadı. “Affedildiniz
küçük bey!” diyerek gülümsedi.
Tam bu sırada güneşin battığından emin olan sokak lambaları, kocaman parlak gözle-
rini açtı. Babalar birer birer işten dönüyordu. Olaylı atıştan sonra takım dağılmıştı. Kerem
ile Eymen, topu sırayla sektirerek çınar ağacının altına doğru ilerlediler.
“Yarın için her şey hazır mı?” diye sordu Eymen. “Benim takım bütün işleri bitirdi. Ya
sizde durumlar nasıl?” dedi Kerem. Bu ciddi seslerin sahibi, sanki az önce top peşinde
koşturan ufaklıklar değildi. Mahallede yaşayan çocuklardan yaşları on ile on üç arasında
değişen on iki kişilik bir ekip kurmuşlardı. Ekip ikiye ayrılmıştı. Yarısı mahallenin temizliğinden
sorumluydu, yarısı da çiçek ve ağaç dikme işinden.
Yaklaşık yirmi gündür çalışıyorlardı. Tabii ki büyükler de onlara bu güzel amaçları için
yardımcı oluyordu. Yarınki birinci görevleri mahallenin girişindeki eski duvarın üstüne her
renk sardunya dikmekti. Böylece mahalleye girdiklerinde mis gibi kokular karşılayacaktı
herkesi. İkinci görevleri de yıllardır dikenleri ayıklanmayan sahipsiz bir araziyi hep birlikte
temizleyip ağaçlandırmaktı.
Kerem ile Eymen yarın yapacakları işleri konuşurken çok heyecanlıydılar. İkisinin de
annesi aynı anda seslendi: “Kerem, Eymen haydi çocuklar, yarın çok işimiz var!” İki arka-
daş umutla, mutlulukla ve heyecanla topu sektire sektire mahallenin aşağısındaki evlerine
doğru yürüdü.
75