Page 4 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 4

Çocukların Hayal Dünyası





                                              ARDA  İLE  BULUTLUT
                                              ARD   A   İ LE  BU
               Arda, bahçelerinin köşesinde du-
           ran tahta atı çok severdi. Babasının
           çocukluğundan kalan bu at, onun en
           sevdiği oyuncağıydı.  Onunla ünlü bir
           şövalye olur, ejderha avına çıkardı.
           Gözlerini kapatır, dağları aşar, dev
           ejderhayı bulur, onu yakalardı.
               Yine oyuna kendini çok kaptır-
           mıştı. Midesindeki sesler, attığı nara-
           lara karışınca atından atladı. Koşa-
           rak eve girdi. Annesi öğle yemeği
           için masayı hazırlamıştı. Yemekler
           enfes görünüyordu. Atından sonra
           en sevdiği şey olan şövalye mas-
           kesini yüzünden çıkardı ve masaya
           koydu.

               Annesi elinde bir kâse yoğurtla mutfaktan geldi. Maskeyi masada görünce söylenme-
           ye başladı: “Arda, oldu mu bu şimdi? Daha üç gün önce söz vermiştin maskeyle yemek
           yemeyeceğine.” dedi. Arda: “Anneciğim, maskeyle yemiyorum ki! Bak maske yüzümde değil,
           masada.” dedi.
               Bu cevap annesini tatmin etmemiş olacak ki söylenmeye devam etti. Arda masadan
           kalktı. “Zaten acıkmamıştım.” dedi. Dışarı fırladı. Koştu, koştu, koştu. Soluğu sahilde aldı.
           Canı çok sıkkındı. Neden annesi her şeye müdahale ediyordu. Evin küçüğü olmak ne kadar
           da zordu! Ablası özgürdü. Ama Arda yaptığı her şeyden hesap vermek zorundaydı.
               Kumları etrafa sıçratarak yürümeye başladı. Hızını alamıyordu bir türlü. Bir taş aldı ve
           denize fırlattı. Taş iki kere suyun üstünde zıpladı. Bu oyun, can sıkıntısına çok iyi gelmişti.
           Avucunu minik çakıl taşlarıyla doldurmak için sahilin tek kuytu yeri olan büyük kayanın
           altına girdi.

               O da nesi, karşısında şu ana kadar hiç görmediği güzellikte bir canlı duruyordu! Bu,
           bu bir köpekti. Gri uzun tüyleri olan, cin gibi bakan bir köpek. “Hey sen de kimsin? Tıpkı
           bir buluta benziyorsun!” dedi Arda. Köpek ilk defa gördüğü bu çocuğu sanki tanıyormuş
           gibi davrandı. Yavaşça ona doğru ilerledi. Kuyruğunu salladı. Ve üç kere havladı.
               Arda, can sıkıntısını tamamen unutmuştu. Çakıl taşı bulmak için geldiği bu kuytuda yep-
           yeni, neşeli bir arkadaş bulmuştu. “Tahta atım seni görünce çok kıskanacak!” diyerek güldü.
           “Bulut, senin adın Bulut olsun.” dedi. Köpek yine üç kere havladı. “Bu  Tamam’ anlamına
           geliyor sanırım.” dedi Arda.
               Arda bir an önce Bulut’u eve götürmek istiyordu. Bulut’u görünce yaşlı atın, ablasının,
           babasının ve annesinin yüzünü çok merak ediyordu.


                                                         3
   1   2   3   4   5   6   7   8   9