Page 26 - ATA YAYINCILIK 4. Sınıf Okuyorum Anlıyorum
P. 26

Bir Kültürel Değer



                                                GÖLGE  O
                                                             YU
                                                GÖLGE  OYUNUNU
               Başlayalım mı başlayalım mı,

               Karagöz’ün evini taşlayalım mı?

               Televizyonun, bilgisayarın, tabletin
           olmadığı bir dünya düşünün çocuklar.
           Bize zaman kazandırdığını düşündü-
           ğümüz teknolojinin olmadığı devirleri
           hayal edin. İnsanlar konuşmaya, gül-
           meye nasıl daha çok zaman bulabi-
           liyordu?

               İşte böyle bir devirde bir akşam,
           babası Yusuf’u Gölge Oyunu seyret-
           meye götürüyor. Yusuf meraklı çocuk.
           Yerinden kalkıyor kalabalığın arasın-
           dan sıyrılıyor. Perde arkasına geçi-

           yor. Son hazırlıklarını yapan Hayali
           ile Yardak’ı sessizce seyretmeye başlıyor. Önce sandığı açıyor Yardak. Büyük bir saygıyla
           ustası Hayali’ye tasvirleri gösteriyor. Çok kıymetli bu tasvirler çünkü hepsini ustası işlemiş
           elleriyle. Ah bu sandık nasıl büyülü bir sandık! İçinden neler neler çıkıyor. Yusuf’un gözleri
           fal taşı gibi açılıyor. Birazdan gösteri başlayacak. Ama Yusuf hâlinden memnun. Perde
           arkasında kalmayı tercih ediyor. Hayali ile Yardak işlerine öyle bir dikkat kesilmişler ki
           Yusuf’u fark etmiyorlar bile.

               Mum yanıyor. Hayal perdesi aydınlanıyor. Karagöz’ün sesi duyuluyor:

               “Yar bana bir eğlence medet. Yar bana bir eğlence medet.”
               Seyirciler ilk cümleyle gülmeye başlıyor. Konuşma sırası Hacivat’ta. Yusuf hâlâ perde

           arkasını seyrediyor. O da nesi! Hacivat’ı da aynı kişi konuşturuyor. Bu nasıl bir yetenek
           böyle? Hayali tek başına şarkı söylüyor, konuşuyor. Yardak tef çalıyor, zaman zaman
           müziğe eşlik ediyor. Tasvirleri oyun sırasına göre ustasına uzatıyor.
               Karagöz’ün yabancı sözcükleri kullanan Hacivat’ı yanlış anlaması ya da yanlış anlar
           görünmesi seyircileri kahkahalara boğuyor.

               Oyun bitiyor. Işık sönüyor. Sandığın kapağı açılıyor. Bütün tasvirler sandığa özenle
           yerleştiriliyor. Hayali başını çeviriyor. Meraklı seyircisi Yusuf’la göz göze geliyor. Hiç şa-

           şırmıyor. Göz kırpıyor ona. Yusuf donup kalıyor. Sonra hafifçe tebessüm ediyor.
               Halk, gösteri alanından ayrılıyor. Yolda kendi aralarında Karagöz ile Hacivat’ın atış-
           malarını canlandırıyorlar. Kahkahaları yıldızlara ulaşıyor. Yusuf babasının elini sıkıca tutuyor.
           Gördüklerini eve gidene kadar anlatıyor, anlatıyor...


                                                        25
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31