Page 156 - ATA YAYINCILIK 3. Sınıf Etkinlik Çalışma Yaprakları Türkçe
P. 156
Okuma Anlama
Adı Soyadı: ..........................................
Aşağıdaki öyküyü okuyalım. Öyküyle ilgili soruları cevaplayalım.
AVİZE VE SOKAK LAMBASI
Düğmesine basılır basılmaz, şöyle bir silkindi avize. Üzerindeki bütün lambala-
rı yakarak mutlulukla gülümsedi. Açılan pencereden gelen hafif bir rüzgârla lamba-
larının arasından sarkan kristaller sallandı. Yeşil, mavi, sarı, mor ve kırmızı yıldız-
lar yanmaya başladı. Avize, kendisiyle bir kez daha gurur duydu. Çünkü en son çı-
kan modeldi ve uzaktan kumandayla çalışıyordu.
Hazırlıklara bakılırsa bu akşam yemekte misafir vardı. Masaya bembeyaz bir ör-
tü serilmiş, misafirler geldiğinde kullanılan servis tabakları yerleştiriliyordu. Evin
küçük kızı eline avizenin kumandasını almış, gelişigüzel düğmelerine basıyordu.
Büyük ampulleri yaktı, kırmızı ışığı yaktı. Büyükler kapandı, küçükler yandı. Eğlen-
ce düğmesine bastı, salonda renk cümbüşü başladı. Küçük kız, annesinin uyarısıy-
la tasarruf düğmesine basarak kumandayı elinden bıraktı. Şimdi en az ampulle za-
yıf bir ışık yayıyordu. Bir ara gözü sokak lambasına takıldı. Çoğu zaman yaptığı gi-
bi sokak lambasına tepeden baktı. Asla sokak lambası olmak istemezdi. Öyle tek bir
ışık yayacaksın, üzerinde başka ampuller olmayacak! Sokak lambası için hayat ne
sıkıcıydı öyle...
Sokak lambası gün ışığı çekilince yanmaya başlamıştı. Etraf karardıkça ışığı da-
ha da belirginleşecekti. Sokak boyunca sıralanmış arkadaşlarına baktı. Hepsi yan-
mıştı. Birbirlerine göz kırptılar.
Sokak lambası bu saatleri çok severdi. Herkes akşamın olmasıyla birlikte eve
dönme telaşındaydı. Duraklarda biriken insanlar, otobüslere doluşurdu. Okuldan çı-
kan öğrenciler, sırtlarında ağırlaşan çantalarına rağmen gülüşerek evlerinin yolunu
tutmuştu. Sokaktaki herkesi tanırdı. İki apartman aşağıda oturan mavi çantalı çocuk,
yine ödevlerin çokluğundan şikâyet ediyordu. Kıvır kıvır sarı saçları olan kızın kar-
nı yine çok acıkmıştı. Bir ara gözü yan apartmandaki avizeye takıldı. Asla avizenin
yerinde olmak istemezdi. Öyle düğmene basılarak çalışacaksın, bir salona tıkılıp ka-
lacaksın, yeni yüzler göremeyeceksin. Avize için hayat ne sıkıcıydı öyle...
Hülya DAĞ
155