Page 176 - 8. SINIF PARAGRAF SORU BANK
P. 176

TEST
              08                                   PARAGRAF KARMA



          4.  Bir edebî tür olarak anı, toplumca tanınmış ve alanlarında isimleri duyulmuş kişilerin geçmişte yaşadıkları ya da şahit
            oldukları olayları, durumları anlattıkları yazı türüdür. Anılar yaşanabilecek olanı değil, yaşanmış olanı anlatan yazı türleri
            olduğundan  gerçeğe  dayalıdır.  Bu  yönüyle  anılar  yaşandığı  dönemin  ekonomik,  toplumsal,  siyasal,  kültürel  ve  tarihî
            yapısını yansıtan birer belge niteliği taşır. Anı, insanın tanınma, unutulmaya karşı bir önlem alma, unutamadığı anları
            paylaşarak yaşatma, ardında iz bırakma, ders alma-verme vb. gereksinimlerinden doğmuştur. İnsanın yaşadıklarını hatır-
            lama özelliği ile hatırladıklarını çocuklarına, yakınlarına, çevresindekilere aktarma ihtiyacının birleşmesi sonucu ortaya
            çıkan anının geçmişi ilk çağlara dayanmaktadır. Yazılı anlamda bilinen ilk anı örneği, milattan önce dördüncü yüzyılda
            Yunan tarihçi Ksenophon’un yazdığı “Anabasis” adlı eserdir. Türk edebiyatının yazılı ilk eserleri olan Orhun Yazıtları, birer
            söylev olmakla birlikte anı özelliklerini de taşımaktadır.
            Bu metinle ilgili,

            I.  Bir düşünce kanıtlanmaya çalışılmıştır.
            II.  Anı yazmanın gerekçeleri anlatılmıştır.
            III.  Anı türünün tarihteki ilk örnekleri söylenmiştir.
            yargılarından hangileri doğrudur?

            A) I ve II                  B) I ve III                  C) II ve III                 D) Yalnız III





          5.  İnsanlar ikiye ayrılırlar: Dinlemeyi bilenler ve dinlemeyi bilmeyenler. Dinlemeyi bilmeyenler, genellikle ya kendi söyleyecek-
            leri sözün dinleyeceklerinin hepsinden daha önemli ve öncelikli olduğunu düşünürler ya da karşısındakinden dinleyeceği
            herhangi bir şeyin önemli olmayacağı kanısındadırlar. Yani, karşısındakileri küçük görürler yahut da durmadan kendilerini
            övme eğilimleri vardır. Dinlemeyi bilmeyenlere bir şey anlatmak zordur; anlatmaya gider, onu dinler; kendi anlatacağınız
            şeyi  anlatmaktan  vazgeçer  ve  dönüp  gelirsiniz.  İşte,  dinlemeyi  bilmeyenler,  her  şeyi  kendilerinin  bildiğini  düşünürler.
            Bunlar, en yakınlarına bile “sorumluluk” ve dolayısıyla “başarı hırsı” vermekten kaçınan kişilerdir. İş hayatında olsun ilişki
            kurma sırasında olsun, konuşma ve dinleme arasında bir denge kurmak gerekir. Polislere öğretilen teknikler arasında,
            karşısındakini dinlemek ve kendini onun yerine koymak vardır.

            Bu metinden aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

            A)  Karşısındakini dinleyen insanlar, asla bencil olamazlar.
            B)  Kendi sözlerini önemli görenler, karşısındaki dinlemez.
            C)  Dinlemeyi bilmeyen insanlarla, etkili iletişim kurulamaz.
            D)  İyi bir polis olmak için karşısındakini dinlemeyi öğrenmek gerekir.





          6.  Ünlü düşünürlerden biri der ki: “Mutsuzluğun birincil sebebi içinde bulunulan durum değil, sizin bu durum hakkındaki
            düşüncelerinizdir.” Çoğu zaman durumun, duygunun veya olayın gerçekliğini yaşamayız; zihin durumun bundan farklı
            olmasını  arzu  etmekle,  bu  durumun  geçmişte  kalacağı  bir  vakti  düşlemekle  veya  bundan  bir  kaçış  planı  yaratmaya
            çalışmakla meşguldür. Bedenen buradayken, zihnen çok uzakta bir yerdeyizdir. Mevcut anın ve deneyimin gerçekliğini
            yaşamak yerine, geçmiş bir anın pişmanlığı, ilerideki bir anın kaygısı ve hatta hiç gerçekleşmemiş, gerçekleşme olasılığı
            neredeyse olmayan senaryoların hikâyelerinde kayboluruz.

            Bu metinde vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
            A)  Herkesin mutluluktan anladığı birbirinden farklıdır.

            B)  Mutlu olmak için anılardan uzaklaşmak gerekir.
            C)  Sürekli gelecekle ilgili plan yapmak,  insanı mutsuz eder.
            D)  İçinde bulunulan anı yaşamamak, insanı mutsuz eder.

                                                         176
          EKSPERT YAYINLARI                                                                  8. SINIF PARAGRAF
   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181