Page 123 - 8. SINIF PARAGRAF SORU BANK
P. 123

TEST
                                           PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE                             12


        1.
            Yıldırım  aslında  büyük  bir  elektrik  kıvılcımından  başka  bir  şey  değildir.  Bulutlar,
            su  damlacıkları  ve  buz  kristallerinden  oluşur.  Su  damlaları  ve  kristaller  birbiriyle
            çarpıştıkça  elektrik  yükü  alışverişinde  bulunur.  Bunların  içerdikleri  yükler,  rüzgâ-
            rın da etkisiyle belli yerlerde toplanır. Eksi yükler bulutların altında, artı yüklerse
            bulutların üstünde toplanır. Aslında yüklerin nasıl olup da ayrı yerlerde toplandığı
            çok iyi anlaşılmış değil. Zıt yükler, birbirini çektiği, aynı yükler de birbirini ittiği için,
            bulutların altındaki eksi yükler yeryüzündeki eksi yükleri iter, artı yükleri çeker. Bu
            nedenle, bulutların altındaki yeryüzü, binalar ve ağaçlar artı yükle yüklenir. Yete-
            rince yük biriktiğinde bulutun tabanındaki yük, kendine havada bir yol açarak yere doğru boşalır. Yıldırım havanın
            içinden geçerken onun ısınmasına ve aniden genişlemesine yol açar. Havanın genişlemesi, şok dalgaları yaratır ve
            biz bunu gök gürültüsü olarak duyarız.

           Bu metinde aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

           A)  Yıldırımların oluşma aşamalarına
           B)  Binaların artı yükle yüklenmesinin nedenine
           C)  Gök gürültüsünün nasıl meydana geldiğine
           D)  Yıldırım oluşmasında bulutların rolüne



        2.  Soğan keserken neden ağladığımızı hiç merak ettiniz mi? Soğan hücreleri, kükürt içeren bazı organik bileşikler içerir.
           Soğanı kestiğinizde hücrelerinde ayrıca bulunan bazı enzimler, bu kükürtlü bileşiklerle bir araya gelir ve ortaya bir asit
           çıkar. Asitler havadaki oksijenle karşılaşır karşılaşmaz oksitlenir ve ortaya başka bir kimyasal madde çıkar. Bu uçucu
           madde, havada hızlı bir biçimde yayılır. Bu maddenin oluşumu, soğanı kestikten yaklaşık 30 saniye sonra en üst düzeye
           çıkar. Yaklaşık 5 dakika sonra, bu maddeyi ortaya çıkaran kimyasal olaylar durur. Soğanı kestiğimizde havaya karışan bu
           kimyasal madde, gözleri tahriş eder. Gözümüzde en dışta yer alan saydam tabaka; ısı, dokunma ya da çeşitli kimyasal-
           lara karşı çok duyarlıdır. Saydam tabaka, gözümüzü bu maddeye karşı korumak için hemen gözyaşı bezlerini uyararak
           gözlerimizin sulanmasını sağlar ve bu maddeyi uzaklaştırmaya çalışır.
           Bu metinden aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

           A)  Soğanda bulunan asitler, gözlerimizin yaşarmasına neden olur.
           B)  Gözyaşı, gözümüzün bazı kimyasallardan korunmasını sağlar.
           C)  Gözde bulunan saydam tabaka, gözlerin sulanmasında görevlidir.
           D)  Soğan doğrarken ağlamak, göz sağlığımız için yararlı bir durumdur.



        3.  Denizcilerin yollarını yıldızlara bakarak bulduğu dönemlerde ışık kirliliği elbette söz konusu değildi. Ne var ki onlar bile
           zaman zaman ışığa gereksinim duyarlar. Özellikle karaya yakınlarsa ve kıyıyı görmeleri gerekiyorsa küçük bir ışık çok
           önemli olur. Gökyüzündeki yıldızların ışıklarının gösterdiği gibi, bazen karadan gelen bir ışık da onlar için yaşamsal önem
           taşıyabilir. Bu ışığın kaynağıysa yüzyıllardır denizcileri kazalardan koruyan ve yönlerini bulmalarını sağlayan deniz fener-
           leridir. Bilinen ilk deniz fenerleri Fenikeliler zamanında yapılmıştı. Denizcilikle uğraşan ve deniz ticaretinde çok ileri bir
           ulus olan Fenikeliler, geceleri kayalıklara çarpmamak ya da karaya bakarak yönlerini bulabilmek amacıyla deniz fenerleri
           yapıyorlardı. Antik çağın en ünlü deniz feneriyse dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri olmuştu. 110
           metre yüksekliğindeki fener, dönemin önemli limanlarından biri olan İskenderiye’nin simgesi olarak anılıyordu.
           I.  Denizcilerin, tehlikelerden korunmasını sağlar.

           II.  İlk olarak Fenikeliler tarafından ticari amaçla kullanılmıştır.
           III.  İskenderiye Feneri, halen ayakta durabilen bilinen en eski fenerdir.
           Bu metinde “deniz fenerleri” ile ilgili numaralanmış yargılardan hangilerine ulaşılamaz?

           A) Yalnız I                  B) I ve II                  C) Yalnız II                  D) II ve III
                                                       123
         EKSPERT YAYINLARI                                                                  8. SINIF PARAGRAF
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128