Page 26 - 8. SINIF İNGİLİZCE TEST BOOK
P. 26

WORD LIST






            after: sonra                    follow/ keep up with the latest   regularly: düzenli olarak
            afternoon: öğleden sonra        fashion: en son modaya ayak     relationship: ilişki
                                            uydurmak, en son modayı takip
            always: her zaman               etmek                           respect: saygı duymak
            amazing: şaşırtıcı              free time: boş zaman            reward: ödül
            archery: okçuluk                fun: eğlenceli                  ridiculous: gülünç, saçma
            arrive: ulaşmak, varmak         get dressed: giyinmek           rope: halat
            at night: gece                  get high grades: yüksek notlar
                                            almak                           school subjects: okul dersleri
            at noon: öğlen                  get up: uyanmak, kalkmak        sensitive: duyarlı, hassas
            (be) fond of: düşkün olmak      give: vermek                    serious: ciddi
            (be) interested in: ilgili olmak
                                            grow: büyümek                   set goals: hedefler belirlemek
            (be) into: ilgili olmak
                                            greet: selamlaşmak              skate: paten kaymak
            (be) keen on: düşkün olmak      gym: spor salonu
            beatbox: ağızla çeşitli enstrüman                               skydiving: gök dalışı sporu
            sesleri çıkarmak                harmonic: uyumlu, ahenkli       sleeping bag: uyku tulumu
            before: önce                    healthy: sağlıklı               snob: züppe
            behave: davranmak               huge: kocaman, devasa           sometimes: bazen
            board game: masa oyunu          impressive: etkileyici          spend time: vakit geçirmek
            book genre: kitap türü          insult: aşağılamak, hakaret etmek  success: başarı
            boring: sıkıcı                  joke: şaka (yapmak)             take a bath/take a shower: banyo
            calligraphy: hat sanatı         language: dil                   yapmak/duş almak
            campfire: kamp ateşi            late: geç                       take a selfie: özçekim yapmak
            can’t stand: katlanamamak       lazy: tembel                    teen/teenager: 13-19 yaş arası genç
            casual: günlük, sıradan         learn: öğrenmek                 terrific: harika, muhteşem
            come back: geri gelmek, dönmek  lend: ödünç vermek              torch: el feneri
            come together: bir araya gelmek  look fit: formda görünmek      training: antrenman
            compass: pusula                 map: harita                     travel: seyahat (etmek)
            countryside: kırsal bölge       match(es): kibrit(ler)          trekking: yürüyüş
            daily routines: her gün yapılan   music band: müzik grubu       trendy: modaya uygun
            günlük, rutin işler             national: ulusal
            difference: farklılık           never: asla                     try: denemek
            difficult: zor                  often: sıklıkla                 type/kind: çeşit, tür
            drive sb. to school: birisini okula   ordinary/usual: sıradan, olağan,   unbearable: katlanılmaz,
            arabayla götürmek               alışılmış                       dayanılmaz
            drum: bateri                    pay: ödemek                     unusual: sıra dışı
            every: her                      pay attention: dikkat etmek     usually: genellikle
            expensive: pahalı               place: yer, mekân               voice: ses
            fascinating: büyüleyici         pocketknife: çakı, cep bıçağı   walk around: dolaşmak, gezinmek
            feed: beslemek                  prefer: tercih etmek            walk to school/go to school on
            feel: hissetmek                 prepare: hazırlamak             foot: okula yürüyerek gitmek
            find: bulmak                    protect: korumak                way: yol; yöntem
            fizzy drink: gazlı içecek       rarely/seldom: nadiren          weekdays: hafta içi günler
            folk music: halk müziği         read a newspaper: gazete okumak  weekend: haftasonu
            follow: takip etmek             recommend: tavsiye etmek        write a comment: yorum yazmak
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31