Page 154 - 8. SINIF İNGİLİZCE TEST BOOK
P. 154
WORD LIST
(be) born: doğmak explode: patlamak planet: gezegen
achievement: başarı explore: keşfetmek possible: mümkün, olası
air conditioner: klima fact: gerçek prevent: önlemek
airbag: hava yastığı field: alan, branş prize/award: ödül
alchemy: simya fix: tamir etmek produce: üretmek
artificial: suni, yapay follow: takip etmek profession: meslek, uzmanlık alanı
astronomy: uzay bilimi foundation: vakıf, kurum, kuruluş prototype: ilk örnek, numune
belong: ait olmak generate: üretmek, oluşturmak publish: yayınlamak
binocular: dürbün get lost: kaybolmak recognize: tanımak, bilmek
biochemist: biyokimyager give lectures/conferences: ders repair: onarmak
black hole: kara delik anlatmak/konferans vermek research: araştırma
blind: görme engelli goal: hedef amaç result: sonuç
cause: sebep gravity: yer çekimi sample: örnek
cell: hücre ground-breaking: çığır açan science: bilim, fen
happen: olmak, meydana gelmek
chemical substance: kimyasal scientific: bilimsel
madde hybrid car: hem elektrik ile hem
chemist: kimyager benzin ile çalışan araba scientist: bilim insanı
infrared: kızılötesi serious: ciddi
chemistry: kimya
conduct/do an experiment: deney insect: böcek skill: beceri, yetenek
yapmak insert: yerleştirmek smell: koku
cosmology: evrenbilim invent: icat etmek solar panel: güneş paneli
create: oluşturmak invention: icat stem cell: kök hücre
cure: tedavi, şifa inventor: mucit still: hâlâ
currently: bu günlerde, mevcut kill: öldürmek study: çalışma; çalışma yapmak
durumda layer: katman, tabaka substance: madde
debate: tartışma living structure: canlı yapı successful: başarılı
definition: tanım make contribution: katkıda surface: yüzey
develop: geliştirmek bulunmak test tube: deney tüpü
development: gelişme manage: başarmak theory of relativity: izafiyet teorisi,
diagnose: teşhis etmek, teşhis medicine: tıp; ilaç görelilik kuramı
koymak
medieval: ortaçağ thick: kalın
die: ölmek melt: erimek, eritmek tongue: dil
discover: keşfetmek
mold: küf; kalıp, şekil vermek tool: araç, alet
discoverer: kâşif mosquito: sivrisinek transform: dönüşmek, dönüştürmek
discovery: keşif move up: yukarı yönde hareket translate: başka bir dile çevirmek
disease: hastalık etmek; bir üst sınıfa yükselmek
do research: araştırma yapmak nowadays: günümüzde, bu günlerde transmit: iletmek
trapped: kapana kısılmış
durable: uzun ömürlü, dayanıklı operate: çalıştırmak, yönetmek
eco-friendly: çevre dostu paradox: çelişki underground: yeraltı
endeavor: çaba, gayret, uğraş paraplegic: belden aşağısı felçli vaccine/vaccination: aşı
equation: denklem, eşitlik particular: özel, belirli valuable: değerli
examine: incelemek; muayene patient: hasta virtual: sanal
etmek weapon/gun: silah
penetrate: nüfuz etmek; delip
except: hariç geçmek wide range: çok çeşitli; çeşitli sayıda
exhibition: sergi philosophy: felsefe win: kazanmak
exist: var olmak physicist: fizikçi windshield wiper: cam sileceği