Page 10 - 8. SINIF İNGİLİZCE TEST BOOK
P. 10
WORD LIST
accept: kabul etmek excuse: mazeret, bahane order: sipariş (etmek)
adventurous: maceracı exhibition: sergi personal traits: kişilik özellikleri
alone: yalnız expect/hope: ummak pick sb. up: birini bir yerden almak
amusing: eğlenceli fair: adil, adaletli / fuar place: yer, mekân
apologize: özür dilemek family ties: aile bağları refuse: reddetmek
argue: tartışmak fashionable: modaya uygun relationship: ilişki
arrogant: kibirli fee: ücret relaxing: rahatlatıcı
attach importance: önem vermek feel: hissetmek reliable: güvenilir
attend/join: katılmak forget: unutmak request: rica (etmek)
attention: dikkat friendship: arkadaşlık, dostluk response: cevap
attractive: çekici fun: eğlenceli reunion: bir araya gelme
awesome: müthiş, dehşet, harika generous: cömert, eli açık same: aynı
back sb. up: (birini) desteklemek get information: bilgi almak science-fiction/sci-fi: bilim kurgu
bad-tempered: kötü huylu get on well with sb.: biriyle iyi self-centered: bencil
beverage: içecek anlaşmak, geçinmek send: göndermek
bored: sıkılmış give a reason: sebep belirtmek share: paylaşmak
boring: sıkıcı encourage / give encouragement:
cesaretlendirmek similar: benzer
bring: getirmek
honest: dürüst slumber party: pijama partisi
buddy/friend/mate: arkadaş imagine: hayal etmek sneaky: sinsi
busy: meşgul
in advance: önceden soup: çorba
call on: çağırmak, davet etmek interesting: ilginç spend time: zaman geçirmek
calm: sakin, soğukkanlı
invitation: davet stay: kalmak
caring: ilgili invite: davet etmek
celebrate: kutlamak stubborn: inatçı
invitee: davet edilen support: desteklemek
change: değiştirmek
inviter: davet eden supportive: destekleyici
chit-chat: sohbet etmek
choice: seçenek, tercih jealous: kıskanç tactful: düşünceli, nazik
keep secrets: sır tutmak take place: yer almak, meydana
best/close friend: yakın arkadaş gelmek
come over: uğramak know: bilmek, tanımak
laid-back/relaxed: rahat tell the truth: doğruyu söylemek
common: ortak text: mesaj atmak
count on/depend on/rely on/trust: lie/tell lies: yalan söylemek
güvenmek location: yer, konum theater: tiyatro
date: tarih loyal: sadık thriller: gerilim filmi
deadline: son tarih main course: ana yemek together: birlikte
decide: karar vermek mean: cimri; huysuz topic: konu
dessert: tatlı meet: buluşmak trouble: bela, kötülük
determined: kararlı, azimli miss: kaçırmak truthful: doğru sözlü, dürüst
discuss: tartışmak movie: film understanding: anlayışlı
dishonest: dürüst olmayan, sahtekâr need: ihtiyaç duymak unreliable: güvenilmez
event/activity: etkinlik nothing: hiçbir şey want: istemek
enemy: düşman offer: teklif etmek western: kovboy filmi
exciting: heyecan verici opportunity: fırsat with: ile, birlikte